Her mevsimin güzelliği ayrı.
Kış aylarının beyaz örtüsü ise bir başka.
Gelinlik gibi süslenir doğanın dört bir köşesi.
Beyaz bir yorgan gibi örter kar, taşı toprağı.
Sevinçler yaşanır o pamuk tarlasında.
Çocukların mutluluğu doyumsuzdur kar yağdığında.
Sade çocuklar olsa, benim gibi çocuk ruhlularda bunların içinde.
Hep böyle güzelliklerle yorumlasak da kış örtüsünü.
Çilesi, sıkıntısı da beraberinde yaşanır kış aylarında.
Aşırı yağışlar kitler bazen sosyal yaşamı.
Yollar kapanır, ulaşım kilitlenir, hastalara ulaşılamaz...
Kışın yükü ağırdır, ekonomisi zorlar, faturası kabarıktır.
Devlet kışın çetin koşullarına aylar öncesinden hazırlanır, toplum tüm bireyleriyle planlarını buna göre planlar. Açıkçası kışın güzelliğine karşı bedeli biraz daha ağırdır.
İşte İstanbul bu yıl tamamen teslim oldu karakışa.
İnsanlar araçlarını yollarda bıraktı, yolda olanlar saatlerce mahsur kaldı.
Okullar tatil edildi, çalışanlar idari izinli sayıldı.
Samsun o kadar yoğun etkilenmez mevsimlerin olumsuz etkilerinden.
Ancak bu sene ülke genelinde yaşanan şiddetli kar yağışından şehrimizde nasiplendi diyebiliriz. Sahile inemeyen beyaz örtü, birkaç kilometre denizden uzaklaşınca etkisini hissettiriyordu.
İşte o güzelliklere tanık olmak tadını çıkarmak için çıktık evden. Amacımız yaşımıza rağmen stres atmaktı. Karla buluşabilecek akla gelen ilk yer Kocadağ olmasına rağmen yöneldik Ankara yoluna. Daha denizi arkamıza almadan bir gün önce Kavak yolunda zincirleme kaza ve yol kenarlarında bekletilen tırların görüntüleri kar esaretinin ciddi boyutlarda olduğunu hissettiriyordu.
Biz işin keyif kısmında, millet ise cefasında.
 Çakallı'ya inmeden Mahmutlu sapağına gelebildik ki, ileri geçmemiz riskliydi. Araçlardan inip köy yoluna yürüyüşe çıktığımızda ülkede yaşanan kış şartlarının ne olduğu kendini gösteriyordu. Her ne olursa olsun biz günün tadını çıkarmalıydık.
Yol kenarlarında bir metreye yakın birikintiye rağmen kar küreme araçları gidip geliyor. Yol ise zincirsiz araçlara adeta olmaz gidemezsin diye sesleniyordu.   
Nedense beyaz örtüyü çocuklar kadar severim. Hele de o örtünün üzerinde patikalar oluşturmak, gezinmek; isterim ki karlı yollarda saatlerce yürümek.
Her mevsimin tadını almak gerekir diye düşünürüm hep.
İnsana maddi anlamda da yük yükleyen kar, aslında bir bereket.
Son yıllarda dillerden düşmeyen iklimlerdeki değişikliğe ilaç aslında bu yağışlar.
Yeraltı sularını doyuracak bu yağış sıkıntı verse de doğal ilaç.
Büyüklerimiz der ya; 'Eskiden ne karlar yağardı, evimizden çıkamazdık' diye.
Hasretle beklenen yağış geldi.
Bereketi ardında inşallah.