Birçok insanın dünyaya gelişi.
Kim bilir ne dramatik olaylarla doludur.
Bazı insanların hikâyesi daha doğmadan başlar.
Bunlardan birisi de Vladimir Putin.

Hani derler ya "Kader ağlarını bir kez örmüş."
Putin'in doğumunda öyle bir ağ örülür ki, yıllar sonra tüm dünyayı etkiler.

Putin'in babası 2.Dünya Savaşı'nda cepheden kendi şehri olan Leningrad'a döner. Daha evine ayak dahi basmadan evinin önünde Alman kuşatmasıyla hayatını kaybeden sivillerin cesetlerinin kamyona koyulduğuna tanık olur.
Cesetlerden bir tanesinin ayakları dışarıda kalmıştır ve bir çift ayakkabı net olarak görülmektedir. O ayakkabılar sanki hanımının ayakkabısına benzemektedir.
Kamyon hareket ederken "O ayakkabılı cesedi görmek istiyorum" der.
Cesedi görmesine izin verilir.
Bakar ki o ceset hanımıdır.

"Bu benim eşim" deyip ağlayarak cesede sarılır.
Ağlaması bir tarafa cesedin halen nefes aldığını hisseder.
Evet, hanımı yaşıyordur.
Putin, çocukken yaşanılan bu durumu "Bir keresinde annem açlıktan bayıldı. İnsanlar onun öldüğünü düşündüler ve onu cesetlerin yanına yatırdılar" sözleriyle anlatır.

Anne altı ay hastanelerde, yoğun tedaviler görüp hayata döndükten sonra 7 Ekim 1952'de de bugünkü PUTİN'i doğurur.
Nerden nereye...
Umut kesilen bir bedenin yıllar sonra dünyaya bela olacağını o günlerde kimse bilmez.

Putin'in babası bir çocuğunu savaş sırasında difteriden kaybeder. Anne, bir laboratuarda çok düşük ücretle temizlik yapar. Baba da engelli fabrika işçisidir. Sıcak suyu, banyosu olmayan bir apartmanın bodrum katında kıt kanaat geçimlerini yapmaktadırlar.

İşte o çocuk şimdiki Sarıbela Putin.
Okul yıllarında da oldukça asidir.
Aklı hep "Gizli Ajan" olma derdindedir.
KGB'ye gider, almazlar. "Git hukuk oku" derler.

Hukuk okur, çok iyi Almanca öğrenir.
Putin inatçıdır ve kafasına koyduğu bir hedefe mutlaka ulaşacaktır.
1975 yılında okul biter, judoda kara kuşak alarak tekrar KGB'ye gider.
O artık dünya sahnesinde bir istihbaratçıdır.

Rusya başbakanlığı bile onu tatmin etmez, kısa süre sonra Boris Yeltsin'den Rusya Başkanlığı'nı devralır.

Putin belalardan sadece birisi, Karabela olmasına gerek var mı?
Bu bela 2008'de Kırım, bugünlerde ise Ukrayna'yı sorgusuz sualsiz işgal ediyor.

Biz insanlar "Yaratılanların en şereflisi" olma onurunu, gururunu, haysiyetini, değerini anlamadığımız, unuttuğumuz sürece daha çok Putinler görürüz.

DOĞRU KULLANILMAYAN AKIL BİZE YÜKTÜR
HATTA KÜLFETTİR.
HATTA BELA DAHİ OLABİLİR.