Beklentilerin dibe vurduğu...
 Bütün umutların tükendiği...
 Bitmenin tükenmenin yaşandığı...
Adeta bir hızır gibi yetişildiğinde.
Uzanan bir el ile hayata tutununca.
 Dualar öylesine zirve yapar ki.
 İşte orada vefa sözcükleriyle karşılık bulanlar var ya.
 Belki de kendi koruyucu meleğiyle yüzleşti bilemezsiniz.
 Sohbette toplumsal dayanışmanın önemini konuşuyoruz.
 Arkadaşımız detaya girmek istemese de duygulandıkça açılıyor.
 O anlattıkça bize de derinden düşünmek kalıyor.
 'Bir gün evden çıktım işe gidiyorum. Önümde ablamız eli kolu dolu, dura kalka bin bir zahmetle bir yere ulaşmaya çalışıyor. O kadar zorlanıyor ki, çektiği çileye duyarsız kalmadan yanına yaklaştım. Ablacığım yardımcı olayım sözlerime mahcubiyet duyarak aşağıdaki durağa beni ulaştırırsan sevinirim dedi. Söylediği yere yükünü taşıdım, sandım ki araç bekleyecek. Ayrıldığım anda baktım yine eline yüklerini alıp harekete geçti. Dolmuş parası mı yok diye aklıma geldi. Ekonomik durumu da iyi gözükmüyor gibiydi. Hemen yakınımda kardeşimin aracını alıp yanında araçla durdum. Ablacığım evine kadar bırakayım, zorluk çekiyorsun dedim ve ara yollardan kendisini evine bıraktım. İhtiyaçlı birisi olduğu belliydi. Kendisine bir miktar nakit verip telefon numaramı bıraktım. Her türlü ihtiyacın olduğunda beni aramasını söyledim.'
  Unutulmaya yüz tutan değerlere sahip çıkanları dinledikçe mutlu oluyoruz.
 Böyle bir olayın devamında vefa dolu sözcükler, dualar...
 Arkadaşımız o olayın kendisine yaşattığı huzurdan söz ediyor ve devam ediyor.

 'Hastalığını ihmal eden yakın komşumun tedavi olmasını ısrar ederek, gerekirse tüm masraflarını üstleneceğini söyledim. Kendisiyle yakından ilgilenip tedavilerine başlatsak da birkaç ay sonra vefat etti. Eşi ve çocuğu ortada kaldı, çok üzüldük. Ne yiyecek ne içecekler, nasıl yaşam devam edecek. Ailenin sıkıntılarını görmezden gelemezdim. Rahmetlinin sigortadan primlerini çıkartıp emeklilik hakkını araştırdım. Baktım ki emekliliğini kazanabilmesi için epey miktarda bedel gerekiyor. (Rakamı biz öğrendik ciddi oranda yüksek.) Müşavirlik yaptığım müşterilerime durumu ileterek kalan borçlarını temin edip emekliliğini kazandırıp, rahmetlinin eşine de bir iş bularak yaşama tutunmasını sağladık. Böyle yapmasak ömür boyu ailenin gelirini tedarik etmeyi gözüme kestirmiştim. Onlarında minnet duyguları, teşekkürleri bizim huzurumuz oldu.'

 Hızır gibi yetişti deyimi buradan geliyor olsa gerek.

 Birileri ayağa kaldırılırken, yaşama tutunduruluyor.

 Emin olun yaşam sürerken hepimizin hızıra ihtiyacı var.

 Hiç bilemezsiniz, hızır gibi koşanlar kendi hızırlarını bulmuşlardır.  

 Bu dünyada 'Kim kimin hızırı.'

 Onu ancak Allah bilir.