Hararet öylesine yüksek ki.

Bir an önce eve ulaşmalıyız.

İçecek su arıyoruz yana yana.

Arkasından da güzel bir duş hayali.

O an çeşmeden tısss sesinin geldiğini düşünebiliyor musunuz?

Hem de bu çağda, günümüzde...

Ne yapabilirsiniz söylenmekten başka.

Hadi biz susuzluk nedir yaşamışız.
Ya su kesintisi nedir bilmeyen nesil.

Hâlbuki nereden nereye gelmişiz; farkında değiliz.

Bazen bugünkü rahatlığın kendiliğinden oluştuğunu dillendiririz de?

Suya ulaşmada yaşadığımız zorluklar; kuyu sularını evlere taşıdığımız, şebeke suyunun sık sık kesilmesine alıştırıldığımız, hatta günlerce haftalarca eve su gelecek diye beklediğimiz, mahallelere tankerlerle su taşındığı, su kuyruklarında kavgaların gürültülerin başını alıp gittiği günler halen hafızalarda

O günleri bugünkü kuşak bilmez.

Anlatınca da pek hoşlarına gitmez.

Zorunlu bulunduğum doksanlı yılların başı Sultan gazide askeri bölgeden tel örgüleri atlayarak bir güğüm su taşımaya çalışılan, elde bidonlarla belediye binası önlerinde susuzluk eylemleri yapılan, son model çamaşır makinesinin yıllarca kullanılmadığı günleri İstanbul az çekmedi.

Geçtiğimiz gün evde çeşmeden tısssss seslerini duyunca işte bunlar aklıma geldi.

O akşam da suya öylesine muhtacım ki.

Sanki birileri bana tuzak kurmuş suyu keserek.

Susuz geçen saatlerin bitimiyle mecburen yatmıştık.

Yeşilçam'da çocukluğumuzda Hülya Koçyiğit'in başrol oynadığı Susuz Yaz filmi.

Susuz bir akşam neyse de.
Susuz bir yaz asla düşünemiyorum.

Evimizde su olmayınca, bahçedeki ürünü sulayamayınca hayat tamamen duruyor.

Suyun yokluğunu ve sonuçlarını hayal dahi edemiyorum.
Düşünmek bile istemiyoruz.

'Su mu yoksa elektrik mi?'
Diye bir tercih bazen yapılır da.

Nihayetinde elektrik suyun hareketinin bir sonucu.

İnsanlar yaşam yerlerini sadece su olmadığı için terk ediyor.

Bir evde su olmayınca istediğiniz kadar ortalığı aydınlatın yaşam öyle sekteye uğruyor ki.

Bugün dünyada su ile ilgili savaşlar dolaylı dolaysız sürmüyor mu?
Ülkelerin yeraltı ve yerüstü suları gün geçtikçe o kadar değerleniyor ki.

Bakın en küçük bireyler dahi barajlardaki doluluk oranlarını takip ediyor.

Nasıl etmesin ki, sonunda tufanın kendilerine patlayacağını biliyorlar.

Velhasıl su, su, su!

Su yoksa yaşam yok.