En geç 2023'te seçim var...

Ülke buhran içinde...

Ekonomi bitik...

Adalet güvenilmez...

Bürokrasi emir eri...

3Y (yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar) eskisinden daha beter...

İşsizlik zirvede...

Geleceğe güvensizlik had safhada...

Emekli perişan...

Çalışan açlık sınırı altında...

Her ne kadar Samsun'un milletvekili "Aşırı tüketim nedeniyle fiyat artışları olduğunu" söyleyerek milletle dalga geçse de...

Her şey ateş pahası...

Yani...

Açlar daha aç...

Toklar daha tok!

***

2023'te seçim var olmasına da...

'Krizle gelen krizle gider' tezinin gerçekliği vuku bulsa da...

Samsun'a bakınca içim de kararmıyor değil hani!

Öyle ya...

Bugün muhalefette olanlar...

Tıpkı Atakum'daki gibi...

"Seçimi kazanalım da, sonrasına bakarız" diyorsa eğer...

Cemil Deveci gibi "Sırf hayatında bir kez olsun seçim kazanmak için" hazırlık yapmadan iktidara gelmeye hazırlanıyorsa...

Borçları bildiği halde...

Görev süresi bitene kadar 'borç' ağıdı yakacaksa...

'Bizden öncede böyleydi' diyerek yakın akraba, yakın tayfayı bir yerlere getirme önceliğinde bulanacaksa...

Atakum'daki gibi milletin önceliği olmayan sözde sosyal işlerle avutacaklarsa...

'Yolsuzluk, hırsızlık, çaldılar, malı götürdüler' diye bağırıp, ortaya hiç bir şey koymayacaklarsa...

Üç yılda hizmet adına 'Bir kaç  parkın yenilenmesi, birazı sponsorlu konserleri' iş diye yutturacaklarsa...

Yandı canım memleket!

Tıpkı Atakum gibi!

Hele hele bir de...

Koltuklar sadece onların malıymış gibi...

Diğer koltuklar için de eşlerini, çocuklarını, akrabalarını oraya oturtmak için bulundukları makamları kullanacaklarsa...

Vay ülkemin haline vay!

Yani...

Samsun'da Atakum'a bakınca...

Bir yönetim değişiminde...

Eskisinden daha kötü olmasından korkmuyor da değilim!

Çünkü...

Anası ağlayan milletin...

Yeni ağıtlar yakacak ve yaktıracak...

Çaresiz yöneticilere değil...

Dersine çalışmış, yönetilen değil yöneten...

Ağlayan değil deva olan kişilere ihtiyacı var!