n
nn Bonnie Bee Diyor ki;
n n “Bana sorarsanız eğer, bu hayata ne yapmaya geldin diye, size şunu söyleyeceğim: Ben bu hayata, sonuna kadar yüksek sesle yaşamak için geldim.”
n Emile ZOLA
n
n Öğr. Gör. Yasemin Şimşek ( [email protected]
nn
nn ...Ah, küçücük gemi, sulara attın şimdi kendini, delisin
nn Ah, yakarlar seni, dönmezsin bir daha geri, delisin
nn Ah, deniz olayım, tuzumu rüzgârda savurayım, deliyim
nn Ah, ne yelken ne yel, köpüklerde kaybolayım, deliyim
nn Kime sorsam dönüşüm yok
nn Nereye gitsem mavi
nn Yelkenimde deli rüzgâr
nn Her yanım tuz, deliyim
nn Ah, peşimde rüzgâr, ne yağmurlar dost ne bir kıyı var,
nn deliyim
nn Ah, düşlerim kaldı, yalnızım düşlerim kaldı, deliyim
nn Ah, yaralı kalbin, sönüp gidecek yaralı kalbin, delisin
nn Ah, küçücük gemi, dönmezsin bir daha geri, delisin
nn Kime sorsam dönüşüm yok
nn Her gemi biraz deniz
nn Her yanım mavi, her yanım yel
nn Her yanım tuz...
nn xxxxxxxxxx
nn Bir şarkı mırıldanarak güne başlamak, koyulmak yola...
nn Dün sabah böyle oldu işte...
nn Aklıma takılan ezgi, dilime dolanan sözler ise işte bu Ezginin Günlüğü nün muhteşem şarkısı oldu...
nn İç sıkıntımı giderebilmek için sık denenmiş bir metot bu aslında...
nn Şarkının dediği gibi, deli rüzgarla dolu yelkenimle açılmak istedim sonsuz maviliklere...
nn İç sıkıntım büyüktü çünkü...
nn xxxxxxxxxx
nn Reyhanlı da meydana gelen patlamalar sonrası, kolları iki yana açılı annenin silüeti belirdi sabah sabah gözümün önünde...
nn Birden, nasıl olduğunu anlamadım ve beni korkutarak, ürküterek, iki kollarını yana açmış annenin çığlığıyla uyandım...
nn İşte iç sıkıntımın nedeni buydu!..
nn Anneler Günü nden bir gün önce bir anne, bombaların paramparça ettiği, yaktığı çocuklarının, yakınlarının acısıyla haykırıyordu...
nn Tüm dünyaya haykırıyordu!..
nn Gözümü kapatıyordum, annenin silüeti daha da büyüyor, çığlığı daha da artıyordu...
nn Ayağa kalkmam, kendimi lavaboya atmam, yüzümü soğuk suyla bol bol yıkamam kar etmiyordu bir türlü...
nn Çığlık çığlığa iken annem, kendime gelemiyordum bir türlü....
nn xxxxxxxxxx
nn Tek çaresi bir şarkı mırıldanmaktı sanki, bir şiir okumaktı, ya da deniz kenarında bir derin nefes!..
nn ...Ah, peşimde rüzgâr, ne yağmurlar dost ne bir kıyı var,
nn deliyim... deyip yola koyulmam bundandır...
nn Bundandır Nazım Hikmet in,
nn ...Şarkıların boyu kilometre kilometre
nn Ölümün boyu bir karış…
nn dizelerini aklıma getirmem...
nn Ölümün boyu bir karışken yaşamak, karışmak hayata ne kadar mümkündür diye düşünmem bundandır...
nn Bu kadar ölüm, bu kadar zulüm varken ve sanki hiç bitmeyecekmişken, sonlanır mı bu iç sıkıntısı...
nn xxxxxxxxxx
nn Sözü kısa tutmanın vaktidir dostlar!..
nn Acıtan duygular artmışken, kanatan yaralar yeniden nüksetmişken, sözü kısa tutmak gerekir...
nn Yaşam devam ediyor dostlar...
nn Ölüm de olsa...
nn Zulüm ejderha da olsa...
nn Sözü, yine büyük ustaya, Nazım a bırakmanın vaktidir:
nn ...Ne tuhaf şey Taranta Babu;
nn bizi kendi topraklarımızda öldürmek için
nn kendi topraklarımızın
nn baharını bekliyorlar!..
nn Khoda Hafez Khoda Negahdar!..
nn
nn
nn
nn
n