C vitamini (Askorbik Asit), birçok biyokimyasal süreçte koenzim ve katalizör olarak görev yapar. Genellikle antioksidan özelliği ve bağırsakta demir emilimini artırmasıyla tanınan askorbik asit aslında kolajen fibrillerinin vücudun bağ dokularında düzenli ve esnek üçlü sarmal yapının oluşturulmasına yardımcı olarak kolajen hidroksilasyonunda temel bir rol oynar.

C vitamini (Askorbik Asit), birçok biyokimyasal süreçte koenzim ve katalizör olarak görev yapar. Genellikle antioksidan özelliği ve bağırsakta demir emilimini artırmasıyla tanınan askorbik asit aslında kolajen fibrillerinin vücudun bağ dokularında düzenli ve esnek üçlü sarmal yapının oluşturulmasına yardımcı olarak kolajen hidroksilasyonunda temel bir rol oynar. Deri, diş etleri ve kemik yapıları gibi yüksek kolajen içeriğine sahip dokular askorbik asit eksikliklerine daha duyarlıdır. Yapılan birçok bilimsel araştırma sonucunda bazı ölümcül hastalıkların C vitamini eksikliğiyle ilişkili olduğu gözlenmiştir. Temel bir mikro besin olan C vitamini hem inflamatuar hem de immün tepkileri önemli ölçüde etkileyerek eksikliğinde olumsuz klinik tepkilere neden olabilir.

SKORBÜT: BELİRTİLER VE ERKEN TEŞHİS ZORLUKLARI

Skorbüt, tıbbi olarak "askorbik asit" veya yaygın adıyla "C vitamini" eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan bir hastalıktır. Skorbüt, taze meyve ve sebzeye ulaşamayan insanlarda yaygın olarak görülür. Genel belirtileri arasında diş eti anomalileri ve kanama bulunur. Hastaya yapılan testler sonucunda anemi, düşük kolesterol ve albümin seviyelerinde spesifik olmayan değişiklikler görülebilir. Askorbik asit takviyesi sonucunda semptomların düzelmesi gözlenebilir. Risk grupları arasında yaşam koşullarına bağlı olarak genellikle yaşlı bireyler öne çıkar. Ayrıca psikoz, anoreksiya nervoza, kanser, AIDS, zayıflama hastalıkları, parenteral beslenme, böbrek yetmezliği, sigara kullanımı, gebelik, alkol bağımlılığı ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarına sahip olma gibi durumlar C vitamini ihtiyacını artırabilir. Skorbüt hastalığının erken teşhis edilmesi, hastalık semptomlarının belirsiz seyretmesi nedeniyle zor olabilir. Aynı zamanda, diğer hastalıklara benzemesi nedeniyle durum biraz daha karmaşık hale gelebilir.

Skorbüt hastalığı için uzmanların 26 yıllık süreç boyunca yaptığı incelemelere göre, en sık vurgulanan risk durumları arasında alkol kullanımı, uyuşturucu kullanımı, psikiyatrik sorunlar, gıda alerjileri, böbrek hastalıkları ve glüten hassasiyeti olan bireylerde skorbütün gözlendiği tespit edilmiştir. Bu da skörbütün diğer beslenme eksiklikleriyle de ilişkilendirildiğini net bir şekilde göstermektedir. Güncel araştırmalar da skorbütün tedavi ve önlenmesinde C vitamini takviyesinin önerildiğini ve günlük dozunun 60 mg/gün olarak belirlendiğini göstermektedir. Gebelik ve çocukluk dönemlerinde bu dozun değişebileceğini belirtmek gerekir; bu oranlar bireysel olarak uzman tarafından belirlenmelidir.

VÜCUDUNUZUN ANAHTARI BESLENME…

Meyve ve sebze tüketiminin önemi bir kez daha vurgulanmalıdır. Günde 3-5 porsiyon tüketim, sadece askorbik asit ihtiyacını karşılamakla kalmaz, aynı zamanda skorbütün yanı sıra diğer vitamin eksikliklerinin de düzenlenmesine yardımcı olabilir. Beslenme alışkanlıklarının iyileştirilmesi ve besin kalitesinin artırılmasıyla birlikte doktor gözetiminde uygulanan C vitamini takviyesi, akut skorbütü tedavi etmede etkili bir yöntemdir.

Beslenme, sağlığın korunmasında ve ciddi hastalıkların önlenebilmesinde önemli bir rol oynar. Bu nedenle, sağlıklı yaşam tarzlarının benimsenmesi ve düzenli beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesi, yaşamı tehdit eden hastalıkların önlenmesine önemli katkı sağlar.

Unutmayalım ki, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı seçimleri, sadece bugünün değil, yarının da en değerli yatırımlarından biridir. Kendimize iyi bakmak, sağlıklı ve mutlu bir geleceğin temel taşıdır. Güzel günlerde sağlıkla buluşmak üzere hoşça kalın.