Ülkücülerin 'lider-teşkilat-doktrin' üçlemesi bugünkü MHP'nin üç önemli sorununun da özetidir. Evet, MHP'de sadece lider/genel başkan sorunu yoktur aynı zamanda teşkilat ve doktrin sorunu da vardır. MHP yönetiminin tartışmaya açıldığı bu günlerde genel başkan sorunu yanında diğer iki sorununun da masaya yatırılması, en az genel başkanlık kadar önemlidir.

1-MHP'de genel merkez yanlılarının kullandığı 'lidere sadakat namusumuzdur' şeklinde çok yanlış bir slogan var. Bir kere Devlet Bahçeli lider değil genel başkandır. Ülkücü Hareket'in lideri Alparslan Türkeş'tir. Kaldı ki, Devlet Bahçeli lider olsa bile 'sadakat lidere değil davayadır.' Onun içindir ki Türkeş 'Bana emanet edilen davayı kucakladım, ileriye hep ileriye koşuyorum. Hızınızı bana uydurun. Eğer düşersem bayrağı alınız ve ileriye koşunuz. Dönersem beni vurunuz' demiştir. Devlet Bahçeli dönmemiştir ama Devlet Bahçeli'nin başında bulunduğu MHP, barajın altına ha düştü ha düşecektir. Düşmese bile bir adım ileriye gidemeyecektir. Bayrağı devretme zamanları çoktan gelmiştir.

2- MHP'nin sadece genel başkan sorunu yoktur, en az onun kadar önemli olan bir teşkilat ve kadro sorunu vardır. Teşkilatlar yorgun, kırgın, küskün ve dağınıktır. Partinin en önemli kaynağı olan gençlikle bağı kopuktur. MHP'yi Alparslan Türkeş'in sağlığında besleyen ana damarlar olan Ülkü Ocakları, Ülkücü Teknik Elemanlar, Ülkücü Öğretmenler, Ülkücü İşçiler ve diğer sivil yapılanmaların bazıları yok, var olanları da atıl halde.

3- MHP'nin bunlardan ayrı bir de ideoloji ve söylem sorunu var. MHP yirmi yıldır yeni bir şey söylemiyor ya da söyleyemiyor. 9 Işık gibi bir küçük broşürle yola çıkıp çok kısa zamanda 'ülke sorunlarının tespiti ve çözüm yolarını' gösteren bir kütüphane oluşturan Türkeş'in MHP'si ile Devlet Bahçeli'nin yeni bir şey söylemeyi bırakın neredeyse bildiğini bile unutan MHP'sinin aynı olduğuna inanmak mümkün mü? MHP süratle Türkeş dönemine geri dönmek ve ondan devraldığı fikri ve ideolojik mirası 'günün idraki ve ilmiyle' yenilemek ve topluma sunmak zorundadır. Sadece eleştirmekle bir yere varmak söz konusu değildir. Yeni bir şeyler söylemek, yeni ufuklar açmak, gelecek için umut ve güven vermek gerekmektedir. Türkeş bunu yaptığı için liderdi. Bahçeli bunu yapamadığı için genel başkanlığı bile tartışmalı.

Seçimler zamanında yani 1919'da yapılacaksa MHP'nin genel başkanlık ve dolayısıyla genel merkez sorununu behemehal bu yaza kadar çözmesi sonra da diğer iki konuda çok yoğun bir çalışmaya girmesi gerekmektedir. Aksi halde, girilecek bir seçim MHP için tam manasıyla bir hayal kırıklığı ve belki de siyasete veda anlamına gelecektir.

MHP yönetimi ve MHP'liler bir yol ayırımda. Bakalım, bu elli yıllık bir ideoloji ve inanç mücadelesinin kaderi nasıl şekillenecek?