Gülmeyecek miyiz?
Gülmek bize haram mı?
Daha doğrusu ne oluyoruz?
Anlayanımız var mı?
Hiç sanmıyorum.
Biraz olsun anlayabilmiş olsak, olup-bitenlerden bihaber olurduk.
Yıllardır bu ülkede ‘Olmaz-Olamaz’ dediklerimiz oluyor.
Bir kesimin canına okuyoruz.
Dolayısıyla tüm toplumu etkiliyoruz.
Hayali senaryolarla başımıza gelmedik kalmadı.
Duyarsız.
Umursamaz olduk.
Sadece ülke olarak değil, bireysel olarak da uğradığımız zararları göremez olduk.
Birilerine prim yaptırdık.
Kendimizi ateşe attık.
Geleceğimizin teminatı çocuklarımızı daha şimdiden zora soktuk.
Ne yapmak istediğimizi de bilemiyoruz.
Birileri bir yerlerde öksürse, biz yatağa düşüyoruz.
Yatakta kahraman kesiliyoruz.
Ciddiye alınacak tarafımız da kalmadı.
Zaten alan da yok.
Karşılaştığımız manzaralar ürkütüyor.
Çelişkiler şaşırtıyor.
İşin garip yanı halkı bilgilendirmesi gereken medya halkı avutmaktan, birilerine yaranma adına gayret sarf etmekten geri kalmıyor.
Allah aşkına, Türkiye ve Türkiye’yi yönetenlerle ilgili yurtdışındaki haberlerden haberi olup da rahatsız olmayan var mı?
Sanmıyorum.
Haberi olanların sayısı az.
Çoğunluk hiçbir şeyden habersiz.
Suriye’de olup bitenlerin sıkıntısı bizde.
Bu yetmiyormuş gibi afetler peşimizi bırakmıyor.
Ermenek’teki facia, Soma yaraları sarılmadan geldi.
Ders almadığımızı ortaya koyarcasına.
Bu ülkeyi yönetenler soluğu Ermenek’te aldı.
Günah çıkarmak istercesine.
Önlem alamayanlar, sürekli acılar içerisinde bırakanlara söylenebilecek tek şey; yeterin artık.
Bayramlarımızı kutlamak istiyoruz.
Ne dersiniz?