Çernobil nükleer santralinin patlaması, kanser hastası Kazım Koyuncu,
kaçan şampiyonluğun ardından intihar eden amigo Ahmet, Sovyetler
Birliği nin dağılmasından sonra Nataşa olarak Trabzon da yaşamını
sürdüren Rus kadını Elena.
İşte tüm birbirinden farklı üç ayrı insan öyküsünü içinde barındıran
bir film Yağmur: Kıyamet Çiçeği .
Onur Aydın ın senaryosunu yazıp, yönettiği, Karadeniz in güzel,
hırçın, devrimci, sesi ile büyüleyen Kazım Koyuncu nun yaşamından da
kesitler sunan Yağmur:Kıyamet Çiçeği her Karadenizlinin kendinden
bir şeyler bulabileceği seyirlik.
Tarihin en büyük felaketlerinden biri olan Çernobil deki nükleer
santralin ürkütücü patlama sahnesiyle başlayan filmde, bir yanda
idealleri uğruna üniversiteden kovulan Kazım Koyuncu nun memleketi
Hopa ya ailesinin yanına dönmesi, Çernobil in etkisiyle amansız
hastalığa yakalanması anlatılıyor.
Diğer yanda 1995- 1996 sezonunda oynanan, 2-1 Fenerbahçe nin
galibiyetiyle biten Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sonucu kaçırılan
şampiyonluğun ardından amigo Ahmet in intiharı, diğer yanda da
ülkesindeki işsizlikten kaçarak, lösemi hastası çocuğunun tedavisi
için Nataşa olarak yaşamını sürdürmeye çalışan Elena yı bekleyen acı
son.
Bir de kara sevdadan ötürü kabul ettiği şikeden futbol yaşamı sonlanan
Akçaabat Sebatsporlu Şenol un Elena ya iflah olmaz aşkı.
Aynı kentte birbirinden farklı insanların hüzün dolu yaşamını
seyirciye sunan yönetmen Onur Aydın, Doğu Karadeniz in muhteşem
görselliğini, özellikle de Artvin deki şelalelere filmde yer vermeyi
ihmal etmemiş,
İyi de yapmış. İzleyici, Karadeniz in bu görkemli doğa yapısını,
yeşilliğini izlerken müthiş keyif alıyor.
Tabii bir de Kazım Koyuncu nun harika sesinden unutulmaz eserlerini
dinlemek de ayrı zevk.
Kazım Koyuncu yu canlandıran Engin Hepileri, elinden geldiğince
rolünün hakkını vermeye çalışmış.
Devrim Saltoğlu (Amigo Ahmet), Futbolcu Şenol (Erkan Kolçak
Köstendil), Elena (ElenaViunova),, Ayşe (Sevtap Özaltun), Altan
Erkekli, Serap Aksoy, Hüseyin Avni Danyal gibi oyuncuların rol aldığı
filmde mafya Erkan ı canlandıran Settat Tanrıöğen, yine müthiş
oynuyor.
Settar Tanrıöğen,Takva, Eşkıya, Vavien, Çoğunluk, Ayrılık, Kader,
Hayatımın Kadını,Nergis Hanım, Toz Ruhu gibi filmlerde de adeta
döktürmüş, yeteneğini konuşturmuştu..
Sanırım, Settar Tanrıöğen in ne denli başarılı bir oyuncu olduğunu
halen yayınlanmakta olan Urfalıyım Ezelden dizisinde
izliyorsunuzdur.
Onur Aydın ın ilk filmi Yağmur:Kıyamet Çiçeği kurgusu çok başarılı
olmasa da sırf Çernobil in insan sağlığını ne denli olumsuz
etkilediğini gözler önüne sermesi adına izlenmeyi hak ediyor.

-Musa nın Öyküsü-

Amerikan sinemasının peygamberler tarihine olan ilgisi sürüyor.
Geçtiğimiz nisan ayında izlediğimiz Nuh: Büyük Tufan filminin
ardından bu hafta da Hazreti Musa nın öyküsünün anlatıldığı Tanrılar
ve Krallar filmi seyircinin karşısına çıktı.
Bir başyapıt olan Oscar ödüllü Gladyatör ün yanı sıra, Cennetin
Krallığı , Alien , Thelma ve Lousie , Hannibal gibi
başarılı filmlere imza atmış Ridley Scott ın yönettiği Tanrılar ve
Krallar da Mısırlıların kölesi olan İbranilerin Hazreti Musa
(Christian Bale) önderliğinde özgürlük mücadelesi anlatılıyor.
Bilgisayar aracılığı ile görkemli savaş sahneleriyle donatılan filmde,
Hazreti Musa ile İbraniler in bugünkü İsrail, ve Filistin in olduğu
bölgeye, Kenan kentine yolculukları sırasında Kızıldeniz in yarılarak,
çekilmesi sahnesi olağanüstü etkileyici.
Ridley Scott ın kardeşi Tony Scott a ithaf ettiği, dövüş, at arabalı
takip ve Kızıldeniz in yarılması sahneleri ile izleyicide iz bırakacak
masalsı,epik bir seyirlik Tanrılar ve Krallar
Kuşkusuz, filmin kimi sahneleri ile küçük çocuk olarak motife edilen
tanrı figürü bir hayli ses getirecek ve unutulmayacak.
Hazreti Musa nın küçük çocuk olarak figüre edilen Tanrı ile konuşması,
filmin Kızıldeniz in yarılması kadar belleklerde iz bırakacak, ileriki
günlerde bu sahneleriyle anılacaktır.