Karadenizde birkaç yılda bir de olsa petrol aranır.
Aranmasına aranır ama hep hayal kırıklığı ile neticelenir.
Buna rağmen jeofizikçiler umutlarını hiç yitirmeden aramalarını sürdürür.
Jeofizikçiler, bu kez Çarşamba-Terme-Salıpazarı üçgeninde önemli bulgular elde ederek yeni çalışmalara başladı.
Atlı Makine İnşaat Maden Arama A.Ş tarafından başlatılan yeni çalışmalarla, bölgede petrol olma umudu yeniden yeşerdi.
Firma danışmanı Yüksek Jeofizik Mühendisi Uğur Gönülalan, bölgede yaptıkları çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi:
30 kilometre boyunca profilde jeofizik 2 boyutlu sismik veri toplanması yapıyoruz. Çalışmalarımıza şu anda Çarşamba-Terme-Salıpazarı bölgesinde Kürtün, Tepecik ve Demirci köylerinde devam ediyoruz. Yaptığımız çalışmalar bize bölgenin jeofizik haritasını çizmemizde yardımcı olacak. Bu çalışmalar sonucu petrol olup-olmadığı ortaya çıkacak. Umutluyuz.
Ülkemizde petrolün yüzde 93ü, doğalgazın yüzde 97si ithal ediliyor.
Yapılan aramalarla petrol ve doğalgaz bulunması ödenen dövizin düşmesine neden olur.
Türkiye Petrolleri Ortaklığının daha önce bu yörelerdeki aramalarından bir netice alınamamıştı.
Bu kez alınır mı bilinmez ama bu yörede petrol bulunması, gerek yörenin kalkınması açısından ve gerekse ülkemiz açısından büyük önem taşır.
Zaman zaman petrol bulunduğu yolundaki açıklamaların sonrasında hiçbir çalışmanın yapılmaması, ekonomik bulunmayışına bağlanıyor.
Arama yapanlar umutlu, vatandaş da.
Bekleyip göreceğiz.
Haydi hayırlısı.
‘Besleyelim derken, zehirliyoruz…
Bizim zamanımızda Marshall yardımı olarak getirtilen süt tozu okullarda verilirdi.
Hiç sevememiştim.
Öğretmenlerimiz ısrar ederdi.
İçmediğimiz zaman döven öğretmenlerimiz de vardı.
Midem bulanırdı.
Halen sütü sevmememe nedendir süt tozundan bize içirtilen süt.
Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı işbirliği ile ‘Okul Sütü Programı Projesi kapsamında ilköğretim okulu öğrencilerine süt dağıtımı başlatıldı.
Hem de altyapı oluşturulmadan.
Vezirköprü, Diyarbakır, Adana, Sivas, Eskişehir, Antalya, Mersin ve Edirnede yüzlerce öğrenci okullarda dağıtılan sütten zehirlendi.
Zehirlenen o çocuklara bir daha süt içirtmek mümkün mü?
Hiç sanmıyorum.
Bir iş yapmak istiyoruz, ağzımıza-burnumuza bulaştırıyoruz.
Buna açıkça ‘Kaş yapayım, derken, ‘Göz çıkarmak denir.
Şimdi yetkililer, zehirlenmenin nedenini bulacak.
Belki de ihmali görülenler cezalandırılacak.
İyi de asıl ihmal kimde?
Bana sorarsanız, öğrencilerimize süt verebilecek ortamı hazırlamadan dağıtıma geçilmesi emrini verenler.
Yani üç bakanımız.
‘Güldürmeyin dediğinizi duyar gibiyim ama doğrusu da bu değil mi?
Yorum sizin.
CHP gençleşecek mi?
CHP Samsun İl Kongresi 3 Haziranda yapılacak.
Atakum Kent Konseyi Başkanı Dr. Murat Erkan aday.
Murat Erkanın adaylığına milletvekilleri Haluk Koç ve İhsan Kalkavan sıcak bakıyormuş.
Eski ve yeni yöneticiler de.
Hatta aday olacakları söylenen bazı CHPliler de aday olmayacaklarını, Dr. Murat Erkanı destekleyeceklerini açıkladı.
Bunlardan biri eski Samsun İl Başkan Vekili Naci Altuncu.
Dr. Murat Erkan, genç, güven veren, tutarlı, CHPye çok şeyler kazandırabilecek özelliklere sahip biri.
CHPye seçimlere dek ‘Ağabey formülü uygulanmıştı.
Şimdi ise ‘Kardeş formülü düşünülüyor.
Fena fikir değil.
CHPnin gençleştirilmesi gerekir.
Murat Erkan aday olduğunu açıklarken de partinin il yönetimini gençlerden oluşturacağını açıkladı.
CHPnin geleceğini gençlerde görenler Murat Erkandan yana.
Yeni adaylar çıkar mı?
Çıkabilir ama gençlerin önünde durmak kolay olmasa gerek.
Ne dersiniz?
Gülümse:
Duyurmak için…
Karargahta akşam dersi sırasında komutan Temeli ayağa kaldırarak:
Söyle bakalım Temel, cephanelik nöbetin sırasında cephanelik infilak ederse ne yaparsın?
Temel hiç düşünmeden:
Havaya bir el ateş ederim komutanım.
Neden?
Herkese cephaneliğin infilak ettiğini duyurmak için.
Fırtına…
Müthiş bir fırtına patlamıştı. Bir gemide bulunan yolcuların hepsi perişan durumdaydı. Bunların arasında bir de Bektaşi vardı.
Bektaşi, Allaha yalvarıp yakarmaya başlamıştı:
Adını bilmediğim bir evliyaya bir koç adıyorum. Yeter ki fırtına dinsin.
Bektaşinin yakarması kaptanın tuhafına gitmişti:
Hayret! Hiç adını bildiğin bir evliya yok mu? diye sorar.
Bektaşi üzgün bir şekilde:
Yok olur mu, elbette var! Var da, hepsini birer kez aldattım der.
Aforizma:
Tarihte Bugün:
5 Mayıs 1990 : İlk özel televizyon kanalı olan, Magic Box şirketinin Star 1 televizyonu programlı yayına başladı.