Sivas Numune Hastanesi Çocuk Gelişimci ve Aile Danışmanı olarak görev yapan Yıldız Karakaya Güneştepe, eğitim hayatına yeni başlayan çocukların okula uyumlarının artırılması için tavsiyelerde bulundu.SİVAS (İGFA) - Anaokulu deneyimi yaşamamış çocukların ilkokula uyumunun zor olduğunu ifade eden Çocuk Gelişimi ve Aile Danışmanı Yıldız Karakaya Güneştepe, hayatın ilk 6 yılını kapsayan okul öncesi dönemde çocuk; sosyal, duygusal, zihinsel, fiziksel pek çok beceriyi öğrenme ve topluma uyum sağlama süreci içerisinde olduğunu belirterek, "İlkokul dönemiyle birlikte çocuğun ilk 6 yılda geliştirmiş olduğu hazır bulunuşluk onun okul sürecine uyumunu da etkileyecektir.Sağlıklı sosyal ilişkiler geliştirmemiş, anaokulu deneyimini yaşamamış, ebeveyn ilgisinden mahrum kalmış, fiziksel_ ruhsal ihtiyaçları karşılanmamış çocukların ilkokula uyumları da oldukça zor olmaktadır. Bu yüzden ailelerin özellikle 0-6 yaş dönemine özellikle önem vermeleri gerekiyor” dedi.
Bu yıl ilkokula başlayan çocuklar için uyum sürecinde ailelerin yapması gerekenleri sıralayan Çocuk Gelişimci ve Aile Danışmanı Yıldız Karakaya Güneştepe, “Öncelikle anne ve babalar kendilerinin de bir uyum süreci içerisinde olduklarını ve ebeveyn kaygısının çocuğu da endişelendirdiğini unutmamalıdırlar. Ebeveynler sosyal-duygusal, dil gelişimi ve öğrenme açısından çocuklarının ilkokula hazır olup olmadığının analizini yapabilmeli, okula başlamadan önce mevcut beceri eksikliklerini gidermeye çalışmalıdırlar. Ebeveynlerinden sağlıklı ayrışamayan çocuklar uyum konusunda oldukça zorlandıklarından okul öncesi dönemde özellikle ikili arkadaşlık kurmalarına ve müdahale etmeden arkadaşlarıyla ilişki geliştirmelerine müsaade edilmelidir" dedi.
Mümkünse çocukların okul günü gelmeden; okulu, sınıfları, wc, kantin gibi alanları önceden ebeveynleriyle gezmeleri uyum süreci açısından önemli olduğunu ifade eden Güneştepe, "Eğer çocuk okula başladıktan sonra bir ay boyunca sürekli kaygı yaşıyor, okula gitmek istemiyorsa bir uzmandan yardım almakta fayda vardır. Çocuğu okula göndermekle ya da okul çıkışı çocuğu okulda bırakmayla ilgili tehditler çocuğun okulu bir ceza aracı gibi görmesine neden olacaktır. Çocuk okula bırakıldığında uzun süreli duygusal içerikli vedalardan kaçınılmalı, çocuk okuldan gelir gelmez (özellikle kaygılı çocuklarda) ona ‘‘okul nasıldı?’’ gibi sorular sorulmamalıdır. Okuldan dönen çocukla en güzel etkileşim yolu ona sımsıkı sarılmak ve rutin hayata devam etmektir. Sürekli okulla ilgili soru soran ebeveynin kaygısı ister istemez çocuğa da yansıyacağından okul saatleri dışında çocuk sormadığı müddetçe okuldan bahsetmemek en doğru olandır. Son olarak; yeni eğitim döneminin heyecanını yaşarken, çocuğun var olan diğer ihtiyaçlarını da örneğin, oyun, eğlence, sosyal yaşam gibi en temel ihtiyaçlarını unutmamakta fayda var" diye konuştu.