Öğle vakti Samsun Merkez Camii avlusundayız.
Bir dost adamı
Bir öğretmeni
Samsun eğitim ve öğretim hayatına “Dost” olarak “İnsan sevgisi” aşılayarak mührünü vurmuş bir öğretmeni yolcu ediyoruz.
Yaşar Hocayı Hakk’a uğurluyoruz…
“Şimdi sen ölüsün öyle mi?” Diye usulca fısıldıyorum kendi kendime. Tutup sarılmak konuşmak istiyorsun, nafile; ses yok…
Yahya Kemal’in mısraları düşüyor dilime;
“Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
…
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden”
Allah rahmetiyle karşılasın. Amin.
Kimyacı Yaşar Hoca !
Yaşar Yıldırım…
1961 yılında Samsun’da doğdu. Serbest meslek sahibi baba, Çelebi Yıldırım ve ev hanımı annesi Fatma Yıldırım’ın dört çocuğundan en küçüğüdür.
Çocukluk dönemi Selahiye Mahallesi’nde geçti. Mahalle bakkalları olan Cafer amcadan aldıkları horozlu şeker muhabbetleri ve daha birçok yaşanmışlıklar çocukluk arkadaşları olan Selami Uçar ve Abdullah Koç’la biraraya geldiklerinde yâd edildi.
1979 yılında 19 Mayıs Lisesi’nden mezun oldu. Ailesine olan bağlılığı, üniversite eğitiminde Samsun’u seçmesinde etken oldu ve nihayet 19 Mayıs Üniversitesi, Kimya öğretmenliğini kazandı. Çok başarılı geçen üniversite hayatı sonrasında öğretmenliğe başladı.
Başarılı, saygılı, yardımsever, alçak gönüllü ve dost canlısı kişiliği ile kendini fark ettiren Yaşar Hocamız yaşamı süresince hep “Dost” biriktirdi.
Öğretmenlik mesleğinin ilk yılını Rize’de geçirdi. Rize’den ayrılışını, yaşamı boyunca hep hayıflanarak anlatmıştır. Biriktirdiği dostları, hocaları onu 19 Mayıs Üniversitesi’ne davet ettiler. Asistan olarak göreve başladı. Başarısıyla, çalışkanlığıyla ve saygısıyla hiçbir zaman çalışma arkadaşlarını utandırmadı. Hocaları onunla hep gurur duydular. Üniversitelerde siyasetin egemen olduğu dönemde görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
1987 yılında Atakum Endüstri Meslek Lisesi’nde göreve başladı. Öğrencileri tarafından çok sevilen bir öğretmen oldu. Adalet duygusunun yüksek oluşu değerlendirmelerin hep öğrenci lehine olmasını sağladı. Bilimsel yarışmalara projeler hazırladı. Okulun spor odasını, proje odasına çevirdi. Hazırladığı, “Soğan kabuğu ile yün boyama” “, “Azotun lahanaya etkisi” projelerine beden eğitimi öğretmenleri, Aydın Boysan, Hürriyet Candaş ve Mehmet Üstün’ü dâhil etti.
Spor odasında, okul sergisi için renkli, şekilli, ledli mumlar hazırladı. Spor odası ikinci mekânı oldu. Okulun sportif müsabakalarında bazen tribünde, bazen de sahada yer aldı. Dört yıl üst üste şampiyon olan öğretmenler voleybol takımının antrenörlüğünü yaptı. Takım yemeklerinde arkadaşlarına hep neşe kaynağı oldu, birleştirici oldu, dost oldu. Bazı arkadaşlarına; “her tarafı oynayan adam” , “Yarı resmi el ahram” gibi isimler taktı. Üniversitede ders verdiği, lisede ders verdiği öğrencileri ile aynı mesleği paylaştı. Onlarla arkadaş oldu, dost oldu. Birlikte öğretmenlik mesleğini icra ettiler.
Ve o şimdi en çaresiz bir halde ve bir tabut içinde artık bir daha bizimle olamayacak halde…
Yakalandığı amansız hastalık onu da ayırdı bizlerden.
Mekânı Cennet olsun
Mevla rahmetiyle kuşatsın onu.
Kıymetli dostumuz ağabeyimiz Yaşar Yıldırım hakkında dostluklarına dair verdiği özel bilgilerden dolayı Aydın BOYSAN kardeşime de şükranlarımız sunarım.
Güzel günlere uyanın efendim.
Hoş sedanız eksik olmasın gök kubbemizden.
Sağlıcakla kalın.