Günlerdir tartışılıyor.
Terme’de kurulması istendiği öne sürülen termik santrale tepki gösteriliyor.
Trajikomik bir olay.
Neden mi?
Nedeni gayet basit.
Kimsenin haberi yok.
Hayal bile niteleyenler var.
Birileri güç denemesi mi yapmak istiyor?
Yoksa Samsun’daki yetkilileri ciddiye mi almıyor?
Temel fıkrası gibi bir şey.
İsterseniz açalım.
Terme Belediye Başkanı Sevgili Şenol Kul, termik santral iddiaları üzerine araştırma yaptı.
Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ve AK Parti Samsun İl Başkanı Fuat Köktaş ile görüştü.
Haberleri olmadığını öğrendi.
Şaşkına döndü.
Ardından da ‘Ovası, deresi, ırmağı, dağı ve denizi; yeşili ve mavisi olan Terme’de simsiyah bir santrali istemiyoruz’ dedi.
Eyvallah.
Biz de istemiyoruz.
İsteyen kim?
Kimden izin almış?
Her isteyen istediği yere santral yapabilir mi?
Kısacası ateş olmayan yerden duman çıkar mı?
Çıkmaz.
Araştırmanın derinleştirilmesi gerek.
Görülecektir ki; atı alan Terme’yi çoktan aşmış.
Elinde tapu gibi belgelerle yoluna devam ediyor.
Samsun’da bu tür olaylar ilk yaşanmadı.
Geçmişten örnek vermek de mümkün.
Hele hele bugün haberi olmayanların yarın santrale destek vermesi olağan da olabilir.
Termeli ile bir olup karşı koyan Şenol Kul da sessiz kalabilir.
Emir büyük yerden gelirse.
Diyeceksiniz ki; ne yapalım?
Önümüzde Gerze örneği var.
Halk karşısında o kendilerini güçlü görenler de geri adım atmak mecburiyetinde kalabilir.
Terme’ye termik santral sakıncalı ise yaptırılmamalı.
Yapmakta diretenlere de karşı gelinmeli.
Adım bile attırılmamalı.
Tek çare bu.
Bu çareye sıkı sıkıya sarılmalı.
Her şeye rağmen direnmeyi becermeli.
Geleceğimiz için.
Gelecek kuşaklar için.
Kısacası Atatürk Türkiyesi için.
Bu böyle biline.