Devlet aklı diyerek aklımızla alay edenler siyaha beyaz diyebilirler. Ama hiçbir zaman siyah, beyaz değildir. Siyahın beyaz olmadığı gibi Abdullah Öcalan dün olduğu gibi bugünde bebeklerin ve şehitlerimizin katilidir. Hem yasalarımıza göre terör suçlusu, hem de bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşısıdır.
40 bin kişinin ölümünden sorumlu bir teröristbaşından ,tutukluluğundan 25 yıl sonra bölücü terörden kurtulmak için medet ummak akıl alır ,kabul edilebilir bir değerlendirme değildir. Böyle bir değerlendirme, böyle bir devlet aklı Abdullah Öcalan’ın terör örgütü elebaşısı olduğu gerçeğini değiştirmez .Tüm bu gerçeklere rağmen Devlet Bahçeli’nin durup dururken Abdullah Öcalan’a umut olması şehitlerimizin kemiklerini inim inim sızlatmıştır/sızlatmaktadır. Birinci çözüm sürecinde olduğu gibi Öcalan’a İmralı’da DEM parti ile görüşme ayarlama sürecinde de şehit ailelerinin hassasiyetleri gözardı edilmiştir. Bunun adı ikiyüzlülük değilse nedir? Şehir şehir gezip meydanlarda Öcalan asılsın diyerek urgan atanların Öcalan’a görüşme ayarlamaya çalışmasını içimize sindiremedik. Bir kez daha gördük ki ağlarsa anam ağlar, gerisi tümden yalan ağlar.
Şehitlerimize en yanlış şeyler bu süreçte yapılıyor. Birilerinin koltuk sevdası nedeniyle şehitlerimizin katili teröristbaşı Abdullah Öcalan’a itibar ediliyor ve sırtı sıvazlanıyor. Öcalan’ın bebek katili olduğunu yok sayarak bir teröristbaşı ile arkadan dolanarak görüşülüyor. Bu şehitlerimize ve ailelerine yapılabilecek en büyük yanlış ve kötülüktür .Devlet aklı gibi maalesef uydurmaca bir akıl uydurarak aklımızla alay edilmektedir. Evladını bu vatana şehit vermemiş PKK terör örgütünün vahşetinde canını veya bir yakınını yitirmemiş başka sevdalar peşinde koşan ikiyüzlüler Öcalan’ı kurtarıcı görmektedir. Halbuki Öcalan sadece kendi canının derdinde olup bir adım dahi geri dönmemiş yaptırdığı zerre kötülüklerinden birinden dahi pişmanlık duymamıştır. Öcalan’ı umut görenler Öcalan’a umut aşılamışlardır. Ne acıdır ki Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşmasını istedikleri katil Öcalan’ı 25 yıldır kuş sütü ile besledikleri yetmiyormuş gibi şimdi de ülkemizin başına bela yapacak ihanet sürecine çekmeye çalışıyorlar. Hiç şüphesiz cezaevinde bile hiç rahat durmayan zaman zaman PKK terör örgütüne talimatlar gönderen bir süredir sesi çıkmayan bebek katili Devlet Bahçeli sayesinde itibarlı hale getirilmek istenmektedir. Abdullah Öcalan’ın teröristbaşı ve eli kanlı katil olduğu gerçeğini birileri kendi çıkarları doğrultusunda unutturmaya çalışabilir. Abdullah Öcalan’ın kim olduğu ve nihai amacının ne olduğu tereddütsüz devletimizin kayıtları altındadır. Buna rağmen Abdullah Öcalan’ı barış elçisi ilan etmek anlamına gelen açıklamalarda bulunmak sadece akıl tutulması mıdır?Hiç şüphesiz tablonun bütününe bakmak gerekir. Bu akıl tutulmasından başka bir şey olamaz mı? PKK terörüne binlerce şehidini vermiş bir ülkenin o terör örgütünün kurucusundan cezasını çekmesinden başka bir beklentisi olmamalıdır.
Abdullah Öcalan kısaca şehitlerimizin ve Kürt bebeklerinin katili olup binlerce kez idamı haketmiş terör suçlusu bir terörist başıdır. Kendisi pişman olup ,kendi isteği ile PKK terör örgütüne silah bırakma ve devlete teslim olma çağrısında bulunmak isterse İmralıdaki cezaevinden bunu yapmasına imkan verilebilir. Bu teröristbaşının hiçbir şekilde serbest bırakılmasına neden olmamalıdır. Abdullah Öcalan Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi değil,bölücü terör örgütü PKK’nın kurucusu teröristbaşıdır. Çözümü Abdullah Öcalan’a indirgemek ülkemize ve şehitlerimize ihanettir.
AYHAN HAMLI SAMSUN