Kuşluk vakti!
Yürüyorum…
Tarihi bir binanın önünden geçiyorum.
Tabelada: İlim Kültür Sanat Evi yazıyor!
Bu binanın geçmişini biliyorum.
Harabeydi!
Restore edildi.
Güzelleşti.
Balkan Türkleri Derneği Başkanı İzzet Altuntaş'a içtenlikle teşekkür ediyorum.
Tabii emeği geçen herkese de şükranlarımı arz ediyorum.
Kültürel değerlerimize sahip çıkarak, gelecek nesle işte böyle aktarmalıyız diyorum.
Biz hem Osmanlılardan, Selçuklulardan ve bu topraklarda yer almış tüm medeniyetlerden kalan mirası yok etmemek için çaba gösterdikçe; dünya kültürü içinde göz ardı edilemeyecek büyük bir hizmet sunuyoruz diyorum.
Gururla başımı kaldırıyorum.
Cumbalı Tarihi binaya bir daha, bir daha bakıyorum.
Çok güzel.
İlerlemede ilim ve sanat önde gider.
İnsanlık, ilk mağara resimlerinden yazıya; tekerleğin icadından, evrenin genişlemekte olduğunu bulmaya kadar varmıştır…
Bu da bilim insanlarının, birçok konuya öncülük etmesi ile olmuştur.
Mesela:
'Fransız Kimyacı Lavoisier'i mahkeme giyotinle ölüme mahkum etmiştir.
Boynunun vurulmasını beklerken kitap okumaktadır.
Cellat, onu giyotine götürmek için yanına geldiğinde Lavoisier, nerede kaldığını unutmamak için kitabın arasına bir 'kitap ayracı' koymuştur.
Lavoisier, giyotine giderken Matametikçi arkadaşı Langrange'i yanına çağırıp derki:
-Kafam sepete düştüğünde gözlerime bak. Eğer iki kere gözümü kırparsam, insanın kafası kesildikten sonra bir süre daha beyin düşünmeye devam etmekte demektir.' -der.
Kafası giyotinle kesilir, sepete düşer ve gülerek iki kere göz kırpar.
Matematikçi Langrange bu olay üzerine demiştir ki:
' Lavoisier son saniyedeki ispat arayışı bilimselliğin yüzyıllar sürecek meşalesidir. İnsanları duyduklarına inanmayı değil, düşünmeye davet ediyorum.' – der.
Naçizane bendeniz bu olayı Tiyatro Atölye Sahnesinde doğaçlama çalışmalarında kullanmışımdır.
Sahnenin tozunu ilk kez yutacak öğrencilerimize yararı olmuştur.
Çünkü ilim, sanat ve kültür; yaratıcı faaliyeti özendiren, gelişmesini kolaylaştıran toplumsal düzendir. Toplumsal düzenlerdeki yaratıcı faaliyetse insanoğlunu ilerleten güçtür.
Ve hiç unutmam!
'Giyotin' sözcüğünün içinde geçtiği şiirimi ilk kez o zaman yazmışımdır:
Tut ki
Kuşluk vaktinde
Yüreğimden gürültüler kopararak
Evine gidiyorsun
Gökler gürlüyor
Giyotinli endamından
***
Evet, şimdi kuşluk vaktinde yürüyorum…
İlim Kültür Sanat Evi nin önünden geçiyorum.
İlerleme de ilim önde gider diyorum.
Bu da ilim ve sanat insanlarının birçok konuya öncülük etmesi ile olmuştur… Oluyor da…
Olmalıdır da!