İhracat önemli.

Çünkü gelir, kazançtır.

Hele hele ihraç edilenin tümü gelirse keyfine doyum olmaz.

Böylesi ihracat var mı?

Var.

Geçmişte tütün.

Günümüzde fındık.

Üretip satıyoruz.

Tümü kar diyebileceğimiz döviz.

Birtakım oyunlar oynanıyor.

Tümü kar olarak niteleyebileceğimiz ürünler üzerinden.

O önemli gelirimiz yok edilmeye çalışılıyor.

Başarılı da olunuyor.

Geçmişte dünyanın en büyük 'Şark Tütünü' üretici ve ihracatçısıydık.

Tütün yok edildi.

Çeşitli akıl almaz uygulamalar.

Zorluklar.

Üreticiyi de ihracatçıyı da azalttı.

Kan kaybı hızlı oldu.

Önemli ihraç maddemiz olan tütünü yok ettik.

Aynı oyunlar şimdi fındıkta oynanıyor.

Son 20 yılda Samsun-Trabzon arasında 395 olan fındık ihracatçısı 35'e düştü.

İzlenen dalgalı fiyat politikası, hep üreticiye kaybettiriyor.

Hem de umutları tüketiyor.

Fındık alanlarının daralmasına neden oluyor.

Böyle giderse fındığımız da tütünün başına gelenle yok olacak.

Türkiye bir tarım ülkesi.

Her geçen gün uzaklaşıyor.

Tarımdan adeta umut kesildi.

Sanayiden söz ediliyor.

Tarıma dayalı sanayi olsa eyvallah.

Ama bizim sanayimiz ithalata dayalı.

İthal edip işliyoruz.

İşlediğimizi ihraç ediyoruz.

El emeği kazancıyla yetiniyoruz.

Yani ihracat gelirimiz devede kulak.

Yüzde 15'ler dolayında.

100 milyar dolarlık ihracatta payımız 15 milyar dolar.

Halbuki kendi ürettiğimiz geçmişte tütün, bu gün fındığın ihraç rakamlarının tümü gelir.

Farkında bile değiliz.

Oyalanıp duruyoruz.

İthalat yoluyla kazandırdıklarımıza ihraç yaparak övünüp duruyoruz.

Kimin kazançlı çıktığını kestiremeden.

Her neyse; oyunlar oynanıyor.

O oyunlara fırsat verilmemeli.

Verilirse kaybettiklerimize yenilerini ekleriz.

Haberiniz ola.