Bu sabah çok geç yazmaya başladım Rita.
Sanki elimi tutan başka bir el vardı. Gazetenin yazıyı beklemiş olabileceğini düşünerek yine de yazamadım işte. Öyle çok koşturmam ve gailem var ki. Bazen düşüncelerime ve yapmam gerekenlere yetişemiyorum.
Sarı sonbahar, kara kışı karşılamak ve sarmak üzere buralarda.
Hatta doğuda 300 köyün kar altında kaldığı söyleniyor. Kış aniden bastırdı.
Bilirim sen üşümezsin toprağın altı ılıktır çünkü.
Ama ya burada kalanlar ve karla açlıkla mücadele eden hayvanların durumu kötü.
Sokaklarda bir sürü canlı var. Hepsinin derdi bir lokma ekmek. Biraz da sevgi.
Hayvan hakları tasarısı hayata geçiyor dedik, sevindik ama yine geçemedi.
Meclis çok yoğun bir türlü sizlere sıra gelemiyor. Ellerini kaldırıp yasayı onaylayacak halleri yok hala.
Hepsini barınaklara tıkıp ölüme mahkûm etmek gibi bir durum var gibi.
Hayvana şiddet ise hala kabahatler kanunu kapsamından çıkamadı bir türlü.
Üstüne üstlük üretimler devam ediyor. Merdiven altı, merdiven üstü üretim devam ediyor. Önüne gelen üretim çiftliği açıyor. Ruhsat yok, soran yok.
Hatta evlerde üretip internette satıyorlar eşya gibi.
Denetleme yapılmadığından popülasyon her gün biraz daha artıyor.
Hayvanlar sadece para kazanma aracı haline getirildi. İnsanoğlu her türlü para kazanmayı mubah görüyor.
Bizler ise yaşam alanları her türlü hak ve özgürlükleri gasp edilen, kısıtlanan şiddet gören sizler için doğanın yanında saf tutanlar olarak sizlerin yanında ve safındayız.
Hayvanların tümünün barınaklara tıkılıp yeni ve modern bir "Hayırsız ada" daha vakasına şahit olmak istemiyoruz.
Orman Su işleri Bakanlığı elini taşın altına sokmayıp kolaya kaçıyor her zaman olduğu gibi.
Keşke sizlerin de oy kullanma hakkınız olsa idi. Bak neler olurdu o zaman.
Hayvana yapılan şiddet uygulaması her gün biraz daha artmakta.
Bazı yaratıklar ki; onlara insan denemiyor. Sefil güçlerini hayvana eziyet ederek tatmin ediyorlar. Yüz bin kere yazdık. Önce hayvan sonra insana şiddet temayülü.
Araştırma ve anketlere göre bu tip insanların ilk deneyimlerini hayvanlar üzerinde gerçekleştirdikleri ve sonra insana yöneldikleri vargısı kesin.
Yani bizler sizlerin hakkı için mücadele verirken aslında, bebeğin, yaşlının, engellinin kadının yani ne kadar güçsüz halka varsa hepsinin de savunuculuğunu yapmaktayız
Gel gör ki, adeta bunu anlamamak ve görmemek için direniyorlar.
Ne rant isteği ne de başka bir kazanım derdimiz.
Derdimiz sadece sizlerin hakkını alabilmek. O kadar masum bir istek ki bu.
Kabul etmemek ve görmemek ise çok haince ve insanlık dışı.
Cehenneme giden taşların daha kara ve kızgın olması dileği ile.
"KARINCADAN, FİLE KADAR HEPSİ TANRI AİLESİDİR " Diyor Hz. MEVLANA