n
n n Allah sevdiği kuluna eşeğini önce kaybettirir, sonra buldururmuş.
n n Böylece de müthiş bir biçimde sevindirirmiş.
n n Tıpkı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önce satıp, sonra satışı iptal ettiği şeker fabrikaları olayındaki gibi.
n n Satış iptaliyle Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Sinan Türe, ‘Başbakanımız bu kararla tarih yazdı’ dedi.
n n Halbuki satış ile birlikte Sinan Türe’nin söyledikleri yutulur türden değildi.
n n Demek ki söylemler insanların çıkarına göre yön buluyor.
n n Gelelim işin gerçek yanına.
n n Şeker fabrikaları en son özelleştirilmesi gereken fabrikalarımızdı.
n n Satış için senaryo yıllar öncesi yazılmıştı.
n n Önce çiftçi bitirilip, pancar üretiminin sıfırlanması gerekiyordu.
n n AK Parti iktidarının izlediği yol bu yönde başarıya ulaştı.
n n Samsun’daki pancar rekoltesi 110 bin tondan 2 bin tona düşürüldü.
n n Ardından Çarşamba Şeker Fabrikası nın işleyecek pancar bulamadığından yakınıldı.
n n Özelleştirme kapsamına alındı.
n n Sadece Çarşamba Şeker Fabrikası değil, Malatya, Erzincan, Elazığ, Elbistan, Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat ve Çorum da özelleştirildi.
n n Bu fabrikalar şeker üretimi dışında faaliyet göstermeleri mümkün değildi.
n n Şeker üretmeleri de.
n n Zira, üretici pancar ekimini yıllar öncesi bırakmıştı.
n n Özelleştirme ile bu fabrikaları alan Ak-can Şeker, şeker üretimi dışında faaliyetin söz konusu olamaması ve işleyecek pancar bulamaması karşısında şaşkına döndü.
n n Başka alanlarda faaliyetine izin verilse sıkıntı, verilmese bir başka sıkıntı.
n n Bunun karşısında Ak-can Şeker’in kurtarılması gerekiyordu.
n n Tek yol da ihale iptali.
n n İşte o yapıldı.
n n İşçi düşünülerek bu ihale iptal edilmedi.
n n Her neyse; şeker ithalatının önüne geçilebilmesi için tek çare pancar üretimini teşvik etmek, üreticiyi desteklemek ve bu fabrikalarımızın ihtiyacı olan pancarı üretmektir.
n n Bu yapılabilir mi?
n n İstenilirse yapılır.
n n Yapılırsa da, şeker fabrikaları artan cazibesiyle iştah kabartır ve özelleştirilir.
n n Bu böyle biline.
n n Büyükşehir’de neler oluyor?
n n
n n Samsun’da 2007 yılı nisan ayında jandarma tarafından ‘A Takımı’ adı verilen operasyon düzenlenmişti.
n n Büyükşehir Belediyesi üst düzey yöneticileri, kentin tanınmış işadamları ve siyasetçilerin de aralarında bulunduğu 63 kişi gözaltına alınmıştı.
n n Sadece Samsun değil, Türkiye gündemine oturmuştu bu olay.
n n Aradan 5,5 yıl geçtikten sonra Büyükşehir Belediyesi’nde vurgun iddiaları üzerine baskın düzenlendi.
n n Samsun Büyükşehir Belediyesi Makine İkmal ve Onarım Dairesi Başkanlığı’nda sahte belge ve imzalarla gerçekleştirilen 555 bin liralık vurgun ile ilgili 5 kişi gözaltına alındı ve bunlardan 2’si tutuklandı.
n n İlki zirvedeydi, bu kez daire başkanlığında oldu.
n n Bu olay ders niteliğinde.
n n A Takımı davası 5 yılı aşkındır sürüyor.
n n Zaman aşımına fazla bir şey kalmadı.
n n Bu son dava ne kadar sürer bilemeyiz.
n n Büyükşehir’deki bu olaylar bence başıboşluğun ürünüdür.
n n İçişleri Bakanlığı A Takımı operasyonu ile birlikte Büyükşehir’de tabiri caizse iğneden ipliğe inceleme yapmalıydı.
n n Sürekli kontrolümüzdesiniz, dedirtmeliydi.
n n Böyle bir şey yapılmış olsaydı, iddia edilen son olay olmazdı.
n n Bu nedenle Büyükşehir’deki olumsuzlukların en büyük sorumlusu İçişleri Bakanlığı’dır.
n n Biz Samsunlular da akl-ı selim düşünmeliyiz.
n n Olayların izleyicisi olmakla kalmamalı ve gerekeni en azından sandık başında yapmalıyız.
n n Bunu, bizlerin Samsun’a olan borcu olarak görmeliyiz.
n n Ne dersiniz?
n n Kalkavan, Terme’deki salgını sordu…
n n
n n Terme’de 20 gün kadar önce 3 bin 500 kişinin hastaneye akın etmesine neden olan salgın ile ilgili analiz sonuçları henüz çıkmadı.
n n Merakla bekleniyor ama bu iş adeta duyarsızlığa dönüştü.
n n CHP Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan da Sağlık Bakanlığı’na cevaplanması istemiyle önerge verdi.
n n Sayın Kalkavan’ın soru önergesi ana özeti, salgının neden kaynakladığı.
n n Salgın nedenini 20 gündür belirleyemeyen Sağlık Bakanlığı, öyle sanıyorum ki, Sayın Kalkavan’ın soru önergesine uzun süre sonra ancak cevap verebilir.
n n Vereceği cevap tatmin eder mi, bilinmez ama bu çağda, bu kaplumbağa hızı, hem de sağlıkta devrim yaptıklarını öne süren Sağlık Bakanlığı’na hiç yakışmıyor.
n n Bir ilçe nüfusunun yüzde 10’u salgından hastaneye başvuracak ve böylesi bir duyarsızlık hakim olacak.
n n Olacak şey mi?
n n Olmaması gerekir.
n n Hele hele Sağlık İl Müdürlüğü ile Terme Belediyesi böylesi önemli bir konuda birbirlerini suçlamaları kabullenilecek şey değil.
n n Kısacası, İhsan Kalkavan’ın soru önergesi cevap bulursa bilgileneceğiz.
n n Ne denli bilgilendirir, onu bilemeyiz.
n n Haydi hayırlısı.
n n Gülümse:
n n Şike…
n n
n n Futbol maçı başlamadan önce iki takımdan birinin kaptanı, hakemi bir köşeye çekip :
n n -Hocam, der. Sen bizim takımın durumunu bilmezsin...
n n -Bu maçı bize kaybettirecek olursan, bizimkiler seni ne yapar bilir misin?
n n -Ne yaparlar?
n n -Seni parça parça ederler...
n n Hakem cevap verdi :
n n -Anlaşıldı, siz bu oyunda berabere kalacaksınız...
n n -Neden?
n n -Öteki, takımın kaptanı da bana aynı sözleri söyledi de ondan!..
n n Maç…
n n
n n İki fanatik futbolsever konuşmaktadır.
n n Biri:
n n - Maça gitmiyor musun?
n n - Ne diye gideyim?.. Oynanan futbol değil ki... Hakemler kötü... Oynanan oyun itiş kakış... Saatlerce gişe önünde, kuyrukta bekle... İçeride kavga gürültü... Çıkışta vasıta bulamıyorsun...
n n Diğeri :
n n - Ben de tıpkı senin gibi maça gitmiyorum. Beni de tıpkı senin gibi karım bırakmıyor...
n n Aforizma:
n n
n n Eğer ırmakta su kalmamışsa, bu kanalın değil , kaynağın suçudur.
n n St Jerome
n n Tarihte Bugün:
n n
n n 13 Ekim 1905 : Galatasaray Spor Kulübü kuruldu.
n