n

n
n Bir sessizlik türküsü yerleştirmişsin dudaklarına, herkes buna elli kulp takıyor. Olsun, canları sağ olsun. Oturup da onlara hesap vermek için keyfini mi bozacaksın? Ya da ömür dediğin otobanda kendi hızında ilerlerken onlara cevap vermek için yavaşlayacak mısın? Belki de sen yavaşsın, onların hızına ayak uydurmak için gaza mı basacaksın? Yolun sana ayrılan kısmında, hayatın tatlı tatlı ilerlerken neden bu kadar kargaşa yaratacaksın? Sessizsin, rahatsız ediyor bu onları. Sessizliğinin ne anlama geldiğini bilmiyorlar, bilmesinler. Bir panik, bir panik çevrendekilerde… Hani kurnazca bir hamle yaptıklarını düşündüklerinde sessiz tebessümünle gömüyorsun ya onları yerin binlerce mil altına… Rahatsız oluyorlar. Bekledikleri, onlara onların diliyle karşılık vermendi. E, sen böyle yapınca doğal olarak nasıl davranacaklarını bilmiyorlar. Dünya kendi ekseni etrafında saatte 1670 km hızla dönüyor ya, onlar buna yetişmeye çalışıyorlar. Biraz aceleleri var anlayacağın, senin yavaşlığın ve sessizliğin onların devinimine yetişmiyor. Bir kişi bir kişidir, senle mi uğraşsınlar?
n
n Üstelik senin verdiğin sessiz yanıtlar canlarına yetti. “Sükût etmek gibi alemde nadana cevab olmaz.” diye düşünenlerdensin; ama onların bundan anlayacağı yok. Sen sustukça içleri daha bir gıdıklanıyor. Susuyorsun; ama insanların sana isnat ettikleri şeyleri bir bilsen. Başta birçoğu karizma sahibi olmak için bunu yaptığını düşünüyor. “Adamdaki havaya bak, hıh ukala!” diyenlerin sayısını bir bilsen. “Yok, yok onu getirmeyin, ne anlar ayol o eğlenceden? Entelim diye bir köşede arpacık kumrusu gibi sessiz sessiz oturacak bizim de tadımızı tuzumuzu kaçıracak.” diye arkandan söylenenlere kulağını tıkıyorsundur mutlaka. Peki seni ve sessizliğini büyük bir tehlike olarak görenleri fark etmiyor musun? Kafanı kaldır bak, bir topluluğa girdiğinde senden canlı bomba gibi kaçıyorlar. Yahut sen içeri girdiğinde sohbetler birden bire bölünüyor, ölüm sessizliği kaplıyor mekanları. Bir adım öncesinde “Aman, bırak şunu ya. Sessizce oturup, bir köşede planlar yapıyor. Cani midir, seri katil mi anlayamadık doğrusu.” diyenler sen öyle pat diye kapıdan içeri giriverince katiline yakalanmış müstakbel maktul gibi ellerini ayaklarını nereye koyacaklarını bilemiyorlar. Sessizliğini güçsüzlük addedenlere ne demeli? Aralarında gırgır şamata yaparken “Aman, ondan mı korkacağız, kafasına vur al ekmeğini. Gıkı bile çıkmaz.” diyenleri, kayıpların karşısında dut yemiş bülbüle dönen sen, haklı çıkarıyorsun bir bakıma. Ortalarda birilerinin hırpalanması gerekiyorsa, birinden hırs alınacaksa, mutlaka oklar sana dönüyor. Hele hele saygısızlık yapılacaksa senden başka en iyi alternatifleri yok insanların. Zaman zaman değişen “top on” listesinde değişmeyen liste başısın bu konuda.
n
n Sen bir köşede içine devrilen dünyaları yerinden sessizce kaldırırken bunlarla da bitmiyor insanların senin hakkında düşündükleri. En korktuğun ve hep savaştığın bir şeyle itham ediliyorsun. Cehalet… Bunu da çok kibarca ve sana merhamet gösteriyormuş gibi yapıyorlar ki, iyice rezil ol, sessiz kalma cüreti gösterdiğin için cehenneme kadar yollan: “Yok, ya…Şimdi ona sorsak öyle sus pus bize bir cevap bile veremeyecek. Bir şey bildiği yok, ondan susarak gizlemeye çalışıyor bilgisizliğini.” diyerek “Tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan çıkar?” tarzında çok değerli felsefi bir soruyu sana yöneltmiyorlar. Kendileri korkak olduğu ve herkesi de korkaklıkla suçladıkları için, ellerindeki son koz da bu oluyor; senin heybetli susuşunun karşısında. “Valla, içeri bir girdim, bağırdım, bağırdım; bir de baktım sus pus olmuş öyle bir köşeye sinmiş.” Hava atarlar belkide. Diğerleri de onu senin cevap vermeye bile tenezzül etmediğini düşünmeden dinlerler. Ne bilsinler senin onların gereksiz sohbetlerine iştirak etmek istemediğini, konuşmuyorsun ki çok fazla. Galiba sen tavuk yumurtasının, diğer yumurtlayan canlıların yumurtalarından niçin daha popüler olduğu konusundaki hikayeyi duymadın: “Dünyada yumurtlayan birçok canlı olmasına rağmen, bütün yemeklerde, pastalarda, böreklerde neden tavuk yumurtası kullanılır? Çünkü tavuk yumurtlarken ortalığı birbirine katar. “gıdak gıdak gıdak” Yumurtlarken ortalığı inletmeyen tavuk yoktur. (Varsa da mutlaka genetik olarak sorunludur.)” Böyle sahtekarca büyük reklam kampanyalarına kapılmanı istemeyiz tabi. Sessizlikte huzur bulunduğunu da biliyoruz; ama bu kadar boş insan etrafta teneke gibi öterken, senin sessizliğin biraz fazla değil mi Kayıp Kıtalı?
n
n ULTREYA…
n