Henüz mart ayı gelmedi.

Ama biz yaktık kazmayı küreği. Sokaklar amansız bir soğuğa teslim oldu şimdiden.

Siren sesleri geceyi hançerliyor. Sadece siren sesleri mi hançerleyen geceyi ?

Sokağın köpekleri , sokağın kedileri de ağlıyor çaresizce.

Açlık bir taraftan, soğuk bir taraftan. Oturduğum apartmanın kapısını açık bırakıyorum.

Belki bir hayvan girip de ısınır düşüncesi ile. Gel gör ki hemen kapatılıyor.

(Asansör üşümesin) diye düşünüyor olmalı apartman sakinleri.

İnsanlar çok duyarsız ve merhametsiz. Bugün bir sokak satıcısı ile sohbet ettim ayaküstü.

Üstünde kalın bir gocuk vardı. Kafasını iyice sarmıştı soğuktan korunmak için.

Buna rağmen elleri ve yüzü kavlamıştı.

Tam beş çocuk okutmuş sokaklarda elleri ve yüreği üşüyerek.

Yorgundu ve şikayetçiydi. İsyankardı hayatın acımasızlığına.

" Ben" dedi. "Tam beş üniversite bitirdim hayatım boyunca sokaklarda böyle donarak."

İyi laftı. Utandım üzüldüm eğdim başımı önüme. Omzunu tuttum.

Trabzon'un bir köyündenmiş. Ama bitirmiş işte beş üniversiteyi sokaklarda.

Sokaklar buz gibi gerçekten. Hele gece oldu mu amansız ve dondurucu bir ayaz başlar apansız.

İnsanlar evlerine sığınır. Bir bir yanar ışıklar. Önce Mutfak ışıkları...

Sonra sıcak odalarda yanar ışıklar yine bir... bir...

Sonra da tek tek söner ışıklar.

İşte o zaman amansız bir gece başlar sokaklarda. Biçare hayvanlar kaderleri ile baş başa kalır karanlık sokaklarda.

Sokakların kötü ve vahşi kuralları vardır.

Onlar sokaklarda yaşamazlar. Onlar ancak sokağı yaşayabilirler.

Kimileri hazırladığı zehirli etleri bırakır sokağa. Kimileri elde tüfek kurşuna dizer.

Kimileri asar , kimileri de keser . Kuru bir lokmayı huzur içinde yiyemezler garibanlar.

Gözleri kör edilen hayvanlar , zehirli buğdayla telef edilen güvercinler.

Ne yazık ki ; İnsanoğlu kendi türüne ve diğer canlılara bilerek ve isteyerek zarar veren tek canlı türüdür.

İngiltere'de bir postacı kediyi vurup öldürdüğü için ceza aldı. Amerika da, Almanya da Avrupa ülkelerinde hayvana dokunan hapse girer. Tek bir yaralı hayvan için bile hava ambülansı kaldırırlar. Biz hayvanlara ait ceza yasasını meclisten henüz çıkaramamışken, hangi hukuktan bahis edebiliriz ki ?

Kayseri de kötü bir olay yaşandı. Bütün ülkede köpeklere linç başlattılar.

Aç hayvan saldırır..

Açlık hiç bir şeye benzemez. Üstüne bir de soğuğu buzu ekleyin hele.

Kederli aileye Allah sabırlar versin.

Belediyeler üzerlerine düşen görevi yapmıyorlar çünkü.

Öldürmek yok etmek , dağa ormana atmak çözüm değil.

Kısırlaştırmak popülasyonu kontrol altına almak ve aç hayvanları doyurmak zorundalar.

5199 sayılı yasa bunları da kapsıyor.

Hatta fakülteler veya özel kliniklerle tedavi protokolü yapmak zorundalar hayvan sağlığı refahı ve gerekli operasyonlar için.

Sayın Yusuf Ziya Yılmaz'ın gidişi ile bu şehir gene sahipsiz ve öksüz kaldı bence.

Onun zamanında hayvanlar için istediğimiz yaptırımları hayata geçirebiliyorduk.

Şimdilerde ise sokaklarda ne bir afiş , ne de bir slogan var. İnsanları uyaran...

Mamatikler boş . Su kapları ise , ya boş ya da kirli.

Ya da insanların attığı izmaritlerle dolu.

"Toplumların ve değerlerinin yüceliği , o toplumun hayvanlara davranış biçimi ile doğru orantılıdır." Diyor Mahatma Gandhi

SOKAK HAYVANLARI İÇİN BİR KAP YEMEK

BİR KALP SEVGİ