Amasya Milletvekili Sayın Prof.Dr. Naci Bostancı, Merzifon’da yaptığı konuşmada bilim insanı mantığını halk aydınlanmasına sundu. İnsanın akılsızlıkla akıllı olmak arasında gidip gelen tuhaf bir yaradılışının olduğuna dikkat çekti. Kavgaların, savaşların bu tuhaf yaradılıştan kaynaklandığını bunu yenmek için insanın kendini akılsızlıklardan kurtarması gerektiğini, bencilliğin tutsağı olmamak gerektiğini söyledi. Eskilerin hazır ol cenge sulhu salah için sözünü hatırlattı. Bu söz üzerinde bilimsel yorum yaptı. Hem cenk, hem de barış… Huzurlu yaşamak için barış isteyen insan acaba niye cenk ister? Bu sorunun cevabında bir akıl ve akılsızlık çelişkisi yok mu? Barış isteyen insan kendini hemcinsinden korumak için de cenk edebilme gücüne ihtiyaç hissediyor. Naci Hocanın bilimsel yaklaşımla yaptığı bu sorgulama, halkı barış içinde yaşamak için fedakâr olmaya davet niteliğinde.
Tarih boyunca birbirini kırıp geçiren insanların egosuna dur diyemediği için barış içinde yaşayamadığını, artık buna bir dur demenin zamanının gelmesi gerektiğini ileri sürüyor Hoca.
Bilim insanı olma sorumluluğu bu. Seçim bölgesindeki insanların barış içinde yaşaması için bilimsel açıklamalar yapıyor. Tarihten örnekler veriyor. Mehter müziğinin bir tarafa cesaret yüklerken karşı tarafa korku salışının analiziyle barışa ve birlikte yaşamak için birbirine tahammül etme fedakârlığına davet ediyor seçmenlerini. Bir tek suçlayıcı, rakibi karalayıcı, kışkırtıcı söz çıkmıyor ağzından. Ülkemizdeki politik olgunlaşma ve uzlaşma kültürüne katkı çabası olarak gördüm Hocanın konuşmasını. Keşke iktidar muhalefet memlekete hizmet rekabeti içinde fikirler, projeler üretirken kendi taraftarlarını coşturup yüreklendiren, karşı tarafı da yıldırmaya çalışan bir mehter müziği çalma ihtiyacı hissetmese! Suçlama kültürü yok olup gitse, suçlama yoluyla barış sağlanamaz denebilse…
Akademisyenlerin olan bitene böyle bilimsel yorumlar yapa yapa halkı aydınlatabileceğine inananlardanım. Siyaset hayatımızda bilim insanlarının rol oynaması çok yeni, belki de yeterli siyasî olgunluğa ulaşamayışımızın nedeni bu.
Naci Hocanın bu konuşmaları Meclis kürsüsünden de yansıdı ve çok iyi bir model oldu. Kendisine yakın olduğum birçok vekil dostumdan, onun grup başkanvekili olduktan sonra yaptığı konuşmaların Meclis’e belli seviye getirdiğini çok duydum. Bu tutumuyla model oldu, etkiliyor toplumu.
İnanıyorum ki olan bitenlere böyle bilim insanı mantığıyla yaklaşma yaygınlaşır. Barış ve uzlaşma kültürü oluşur böyle böyle. Siyasetin de seviyesi yükselir. Sulh u salah için cenge gerek kalmaz, fikir-proje tartışmaları içinde uzlaşma kültürünü getiştiririz, bu yolda çaba gösterenlere ne mutlu!