Yine bir seçim dönemindeyiz. Aday adayları, adaylar, potansiyel adaylar derken sürecin sonunda partiler adaylarını belirliyor ve seçim kuruluna veriyorlar. Kim aday olacak, kim kazanacak ona partilerin genel başkanları ve sandıkta da milletimiz karar verecek. Şimdiden seçimlerin milletimize hayırlar getirmesini diliyoruz. Kim kazanır sandık açılmadan onu bilemeyiz ama her seçim dönemi seçim sonuçlarını öngörenlerin klasik ifadelerine hep takılmışımdır 'Orası bu partinin kalesi, adayın kim olduğu önemli değil odunu, taşı koysan kazanır.' Gel de çık işin içinden. Adam; adayının liyakatına, bilgi ve becerisine bakmadan kendi partisinin adayına gözü kapalı oy veriyor ve hem de onu taştan ve odunla eşleştirerek aşağılıyor aklınca. Şimdiye kadar bunu hiç anlamadım ve özellikle taşın, odunun bu kadar işlevsiz gösterilmesine hiç anlam veremedim.
Yıllar önce bir arkadaşımla yine adaylar üzerinden taş, odun benzetmesi gündeme gelince arkadaşım bana aşağıda sizlerle paylaştığım şiiri okumam gerektiğini söyleyince tamam dedim, buldum. Yazarını bir türlü bulmadım ama her kimse eseri yazan tam bir şaheser dedim kendimce. İşte o şiir:
Yorumu tamamen size aittir.
TAŞ
Merhametsiz kalpleri sana benzetirler,
Sana dilsiz, sana ruhsuz dediler.
Halbuki senindir değirmendeki beste,
Seninle şekil verir ruhuna heykeltıraş.
Sana yanılır dert, sana vurulur baş.
Milyonlarca insanın, milyonlarca sene taptığı taş…
Sütunlarla kemerler, kubbeler senden yapılır.
Senden yapılır Allah'a uzanan merdivenler
Ve Namaz vakti Müslümanlara senden haykırılır.
Günahkar insanı Allah taş edermiş.
Görmedim ama inanırım.
Hatta bir gün gelecek, gökten yağacaksın sanırım.
Taşlardır beka, taşlardır ebediyet…
Taştan başka tarihe ne bırakmış ki Medeniyet!
Bir gün uzanırsın boylu boyunca Musalla Taşına,
Yine bir taş dikerler başucuna.
Taşlar insanoğluna beka...
Üstünde bir tarih
Fatiha
Ve huvel baki…