n
nn Sinop ve Samsun’da yaşananların açıklaması yok.
nn Protesto mu, değil.
nn Protesto böyle olmaz.
nn Saldırıya karşı durmak mı, değil.
nn Ortada Sinop’a ya da Samsun’a yönelik bir saldırı yok.
nn Dedim ya olanların açıklaması yok.
nn Açıklaması yok da!!! Sorulması gereken onlarca sorusu var.
nn Örneğin ; bu tur daha başlamadan, Sayın Başbakan Karadeniz illerinin milletvekilleriyle bir toplantı yapmıştı.
nn Bu toplantıda bu konu konuşuldu mu?
nn Vekillere ortamı hazırlayın görevi verildi mi?
nn “İmralı süreci” diye adlandırılan süreci anlatma önceliği Karadeniz Bölgesi’ne mi verildi?
nn Karadenizliler barışa çok mu uzak?
nn Barışın önündeki asıl engeller ortadayken bu Karadeniz gezisi hangi engelleri nasıl kaldıracaktı?
nn Bilen varsa anlatsın da öğrenelim.
nn Gezi yarıda kaldı ama süreç işliyor.
nn İşlemeli de…
nn İşlemeli ama aklın öngördüğü şekilde.
nn Duyguları işin içine katmadan.
nn Türkiye gerçeklerinin olmazsa olmazlarını hesaba katarak.
nn Karadeniz’de yaşananların hemen ardından İmralı’ya giden BDP heyetinin açıklamalarına baktığımda karamsarlığa kapıldım. Bu açıklamaları “Tehlikeli Sularda Gezinmek” olarak yorumladım.
nn Örneğin; Altan Tan çözüme yönelik analizlerinde bakın neler diyor.
nn “Yeni bir dünya, yeni bir Ortadoğu kuruluyor. Türkiye eski paradigmaları ile devam edemez. Türkiye Tanzimat’tan bu yana 200 yıllık bir süreç yaşadı. Bu süreçle öyle bir noktaya gelindi ki; Türkiye ya kendini bu yeni dünya şartlarına göre konuşlandıracak ya da bunu yapmazsa büyük bir felaket olacak.
nn Yeni Türkiye yeni anayasa ile inşa edilecek.”
nn Buyurun buradan yiyin.
nn Buyurun hazmedin.
nn Buyurun bu kafalarla barışı inşa edin.
nn Daha çok şeyi açık açık söylüyor.
nn Adam yeni bir devletin inşasını hedef koymuş, “ya olacak ya olacak” diye de dayatıyor.
nn Özet olarak “Birleşik Türkiye Devletleri” kurulacak çağrışımlarını dillendiriyor.
nn Sanki 200 yıllık süreçte yaşanan 1. ve 2. Dünya savaşlarını emperyalistler çıkarmamış, sanki bu ülke halkları bir kurtuluş savaşı verip, bu devleti emperyalistlere inat birlikte kurmamış, 2. Dünya Savaşı’nda aç kalma pahasına savaş dışında kalmamış da, Türkiye halklarının 200 yıldan beri kendilerine verilen rolü oynamış değerlendirmelerini yapıyor. Öcalan tarafından dillendirilen hak ve özgürlüklerle süslenmiş yeni emperyalist projeleri bu halkların önüne koymak; hangi hakların, hangi özgürlüklerin bu ülke halklarına kazandırılması için güvence olacaktır?
nn Bu değerlendirme emperyalizme hizmettir. Bu ülke halklarına yapılan haksızlıktır. Bu ülkenin kuruluş iradesine, bu iradeyi oluşturan Anadolu insanına en azından inanmamaktır.
nn Adam gelecekte olması gereken öyle bir ülke tarifi yapıyor ki, dünyada böyle bir ülke yok. Verdiği örnekleri de uyduysa da , uymadıysa da , uymuş gibi kabul edin , başka çareniz yok demek için veriyor belli.
nn Demokratik açılımları 50 yıldır AB istedi.
nn Bu ülkeyi yönetenler yapmadı. Yapmak istemedi.
nn Şimdi Öcalan yapın diyor.
nn Yapılacak mı?
nn 11 yıldır yapmayan AKP şimdi yapacak mı? Sanmam.
nn Neyse…
nn Biraz da kendimizi sorgulamakta yarar var sanırım.
nn Biz barışa karşı mıyız?
nn Hayır.
nn Barış olsun mu?
nn Hemen.
nn Peki barışı sağlamak için yeni bir devlet inşa etmek gerekir mi?
nn Hayır…Hayır…Hayır.
nn Yapılması gereken açık.
nn Demokratik bir Anayasa.
nn Dünyada var olan en demokratik anayasalardaki demokratik hak ve özgürlükleri eksiksiz içeren, çoğulcu anlayışı yaşam biçimine çeviren, etnik kimlikler ve inançları eşitlik ve özgürlük ekseninde güvence altına alan ama kesinlikle kışkırtmayan, bir Anayasa yapılmalı.
nn Çok mu zor?
nn Değil.
nn Yeter ki; birlikte yaşama irademizi ön koşulsuz ortaya koyabilelim.
nn Yeter ki; bu devleti kuran kurucu Meclis’in çalışma, çözüm üretme ve karar alma becerilerini örnek alalım.
nn Yeter ki; nispi temsil esasına dayalı demokratik seçimleri siyasi partilerden başlamak üzere yerel ve genel seçimlerin her aşamasında uygulayalım.
nn Yoksa, ben karşı tarafı nasıl kandırarak ikna ederim anlayışıyla sonuç almamız olası değil.
nn Tehlikeli sularda dolaşmakla ise hiç değil.
nn
nn
n