Her sene adını kötüye çıkaracak bir şey buluyor tribünler.
2018 yılında da kapanışı yine olumsuz bir haberle yaptı.
İstanbul'da oynanan Yıldırım Bosnaspor- Küçükköyspor maçında 17 yaşındaki Muhammet Yücel bıçaklanarak hayatını kaybetti.
Hangi arma aşkı, hangi renk, hangi sevgi bunu yaptırıyor. Bu kavga neden? Bu savaş neden? Hangi heves gencecik bedeni annesinden, babasından ayırdı?
Bu olay üzerine şampiyonluk mücadelesinde yer alan Yıldırım Bosna Spor liglerden çekildiğini açıkladı.
Karar doğrudur yanlıştır onu bilemem ama bildiğim bir şey var; yeteri kadar bilinçli taraftar yetiştiremiyoruz. Bunu gerek TFF gerekse Türk futbol kulüpleri başaramıyor. Yetersiz kalıyor.
Geçmiş senelerde stadyum içinde bıçakla veya silahla yaralama, darp etme gibi bir sürü olayla karşılaşılmıştı.
Hangi renk tutkusu bir candan daha kıymetli olabilir ki!
Tribünlerde veya maça gelmeden kullanılan uyuşturucu madde, alkol gibi durumlar özgüven tamamlıyor, cesaret getiriyor veya gereksiz triplere sebep olabiliyor. Bu durumlar ne yazıkki arma aşkını, renk tutkusunu yok edip tamamen rant savaşına dönebiliyor.
Herkes aynı fikri, aynı görüşü savunmak zorunda değil ama herkes birbirine saygı duymak zorunda olduğunu unutmamalı.
Bu noktada herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. TFF her ilde bilinçli taraftar sempozyumları vermeli, şehir takımları, şehirlerinde Mustafa Kemal Atatürk'ün spora verdiği önemi vurgulamalı, kin ve nefretten uzak durmalıdır. En önemli görev ise tribün abilerine düşmektedir. Gerek karşı takım taraftarını gerekse kendi takım taraftarı arasında farklı gruplar içerisinde kavganın, kötülüğün neden herkese zarar vereceğini anlatmalıdır. Kavganın, yaralamanın, nefret söylemlerinin tribüne gelme sebebiyle, tuttuğu takıma olan aşkıyla, sevdalandığı armasıyla hiçbir alakası olmadığını anlatmalıdır.
Tribünlerin gelecek nesillerde, annelerin çocuklarıyla yer aldığı, kötü hareket, hakaret ve nefret söylemlerinin yok olduğu yer olması dileğiyle...
TRİBÜN EKMEK DEĞİL EMEK YERİDİR!