Adalet, sadece adliye
kapılarında mı?..
Evde, işyerinde, siyasette,
devlet dairesinde, sokakta ve
sportif yarışmalarda;dahası hayatın
her alanında adil olmak
gerekmez mi?..
Herkesin kafasına göre bir adalet anlayışının
oluştuğu toplumda,hakkı aramak
güçleşir...
Meselenin özü; herkes için adaleti isteyebilmekte...
Yani, çuvaldızı kendimize batırabilmekte...


* * *

Sultan Gazneli Mahmud devri idi. Günlerden bir gün, çarşı pazarı dolaşan Sultan, elindeki sopanın ucuna astığı bir kâğıda Adalet İstiyorum! yazmış, sokak sokak dolaşan ihtiyar bir kadın gördü. Ancak o sırada başkaca işlerle meşgul olduğundan, bu garip manzaraya pek önem vermedi. Acaba bu kadına nasıl bir haksızlık edilmişti ki, ortalıklarda böyle dolaşıyor? diye sormadı.

O gece rüyasında bir kuyuya düştüğünü gördü. Her ne kadar çabaladı ise de o kuyudan çıkamadı. Kan, ter ve korku içindeydi...

Çıkarın beni bu kuyudan! Buradan çıkmam için, bana yardım edecek kimse yok mu? diye bağırıp duruyordu.

O sırada gündüz vakti gördüğü ihtiyar kadın kuyunun başına geldi ve Sultan a:

Ben seni kurtarırım! Ama şu sopamın ucuna tutunman gerek dedi.

Sultan Mahmut, sabah olur olmaz, o kadını buldurttu. Derdi ne idi sorup öğrendi. Uğradığı zulmü telafi etmek için elinden geleni yaptı. O rüyayı hiçbir zaman unutmadı ve yönetiminde adaletli olmaya büyük özen gösterdi.

* * *

Bugününüz dünden daha iyi olsun. Huzurlu ve sağlıklı günler dileğiyle...