Ruslar, Milli Mücadele yıllarında Atatürk ve silah arkadaşlarını destekleyerek, emperyalizme karşı
Türkiye'nin yanında yer almıştı…
Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin gurur veren Sümerbank Kayseri Basma Fabrikası'nı 1935 yılında, Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası'nı da 1937 yılında Ruslar kurmuştu...
Fabrikaları yapmakla kalmayıp, Türk mühendisleri, teknik adamları ve işçilerini eğitmişlerdi...
Sanayileşme hamlesini gerçekleştirmek için ABD'den istediği 300 milyon dolarlık krediyi alamayıp, çareyi komşu kapısında arayan Başbakan Menderes'e destek sözü veren de Ruslardı.
1960 yılının temmuz ayında anlaşma için Rusya'ya gidecekken, 27 Mayıs'ta darbeyle indirilip, sonra da idam edilmesinin arkasındaki gerçek sadece buydu…
"Soğuk Savaş" yıllarıydı...
ABD, Türkiye'ye verdiği eski silahlarla "bölgenin jandarması" rolünü biçmişti...
Türkiye'yi kaybetmek, işlerine gelmiyordu...
Öyle ya dünyanın öbür ucunda Amerikan çıkarları için kim savaşırdı?..
1961 yılında Arpaçay Barajı'nı da yapan Ruslardı...
Türkiye'nin en önemli sanayi kuruluşlarından olan Aliağa Rafinerisi, İskenderun Demir Çelik Fabrikası ve
Seydişehir Alüminyum Fabrikası ile Oymapınar Barajı, rahmetli İnönü'nün başlattığı ve Demirel'in devam ettiği iyi ilişkilerle 1967 yılında yapılan anlaşma sonucunda Türkiye'ye kazandırılmıştı...
Ruslar; Çayırova Cam, Bandırma Sülfürik Asit ve Artvin Lif Levha Fabrikaları'nı da kurmuştu...
Demirel'e, dahası Türkiye'ye bu yakınlaşmanın bedeli 12 Mart Muhtırası ile ödetildi....
"Anarşi" bahaneydi...
Devam edelim...
1979 yılında Orhaneli Termik Santrali'ni de Ruslar yaptı...
Hem de dolar ya da ruble değil, 'sebze ve meyve' parası karşılığında…
12 Eylül darbesini yapanlara "Bizim çocuklar" diyecek kadar yakın olan ve bu sayede Türkiye'yi parsellemeyi amaçlayan ABD emperyalizmi idi…
Rahmetli Özal'ın, Türk Cumhuriyetleri ile Rusya'nın ortaklaşa oluşturacağı boru hatları üzerinde çalışması ve Musul meselesindeki itirazları ABD'yi kızdırmıştı...
Özal'ın, Türk Cumhuriyetleri'ne yaptığı ziyaretten dönüşünden sonra halen tartışılan vefatı da bu anlamda şüphe uyandırmıyor mu?..
Rus savaş uçağının düşürülmesinden sonra Türkiye'ye 'yalnızlaştırma operasyonu' çekilmesi, ABD'nin işine gelmedi mi?..
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimin arkasında ABD'nin varlığını kim inkar edebilir?..
Rusya ile yeniden başlayan yakınlaşmasının ardından Rus Büyükelçisi Karlov'un katledilmesi hangi planın parçasıydı…
Kim yaptı?..
Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Türkiye'nin güvenliği için tehlike gördüğü terör örgütü PKK'nın Suriye kanadı YPG'ye 5 bin TIR silah ve mühimmat veren ABD'nin Suriye'den Akdeniz'e koridor açma hevesine karşı başlattığı askeri harekatlar sonrasında S-400 füze anlaşmasını imzalaması "sözde dostlar'ın bardağını taşırdı...
Meselenin özü, Rahip Brunson falan değil, Türkiye'nin
Rusya ile yeniden yakınlaşması ve İran, Katar, Irak, Çin, Pakistan gibi ülkelerle 'ittifak' arayışlarıdır...
Bugün yaşananlara dünden bakıldığında, Türkiye'nin "bağımsızlık mücadelesi" verdiği görülecektir...
Elbette yanlışlarımız vardır!..
Ne var ki zaman, bunu sorgulama zamanı değildir!..
Zaman, tıpkı Milli Mücadele yıllarında olduğu gibi emperyalizme karşı bu ülkeyi yönetenlerin yanında yer alma zamanıdır!..
Nokta...