Antalya'da, "Her şey dahil" programı uygulayan otellerden birindeydim...
Ortalık yabancı turist kaynıyor...
Yeme-içme fasılları aralıksız sürüyor…
Sabah, öğle ve akşam yemeklerinde insanlar, sanki "kıtlıktan çıkmış" gibi adeta birbirlerini çiğnercesine, açık büfelere saldırıp, tabaklarını tıka basa dolduruyor...
Bazıları hariç elbette...
Onlar, yiyecekleri kadar alıyor ve biterse yeniden açık büfeye yöneliyor...
Yemek sonrası ortaya çıkan manzara; dünyanın pek çok ülkesinde açlıkla mücadele eden insanların yaşadıkları dramı hatırlayınca, daha da korkunçlaşıyor...
Yok böyle bir israf!..
Bırakın Müslüman olmayı, dinsiz imansız bir insanın bile bu israf karşısında "günah' diyeceğini biliyorum...
"Her şey dahil" programı uygulayan oteller belki bundan büyük paralar kazanıyor ama işin "israf" yanı gerçekten de can sıkıyor...
Sırf bu manzara yüzünden iştahım kesildi, dersem
abartmış olmam!..
Sorun aslında psikolojik!..
Büyüklerimiz, sofralarda yiyeceğinden fazlasını alıp, sonra da bu yiyeceği tabağında bırakanlar için "gözü aç" deyimini kullanırdı...
İnsanları böylesi "sorumsuz" ve "doyumsuz" hale getiren neydi?..
Hem inancım hem de dünya görüşüm, böylesine bir israfı bir türlü kabullenemiyor...
Hele de o bir parça ekmeğe muhtaç insanları düşündükçe...
Böylesine bir durum için "Yazıktır, günahtır" demekten başka da bir ifade bulamıyorum...
Ya siz?..