n 3. Ağır Ceza Mahkemesi nde
n n açılan bir dava ile ilgili
n n tanıklık yapmak
n n üzere dün sabah Samsun Adliyesi ndeydim...
n n Tanıdıkların adliye binasının giriş merdivenlerinde
n n hayırdır sorularıyla
n n mahkemenin bulunduğu
n n koridora geldim...
n n Önce iddianamede şüpheli
n n olanlar ile müştekiler
n n duruşma salonuna alındı...
n n Tanıklar bekleyecek!..
n n Zaman ilerledikçe,
n n gazetemiz köşe yazarı sevgili Osman Kara ağabeyimizin
n n kıymetli annesi ile değerli dostum Çalışkan Karamangil in
n n Büyük Cami deki
n n cenaze törenlerine katılamayacağımı
n n anlıyorum...
n n Koridorda beklemeye devam...
n n Yanımda OMÜ Genel Sekreteri
n n Selahattin Özyurt ve
n n YEDAŞ Genel Müdür Danışmanı
n n Sedat Yüksel de var...
n n Sohbet ederken,
n n o sırada 25-30 yaşlarında
n n bir kadın hıçkıra hıçkıra
n n ağlayarak, koridorda göründü...
n n Beraberindeki sivil bir polis, onu
n n yanımızda boş bulunan
n n sandalyeye oturttu.
n n Kadın hamileydi ve ağlamaya
n n devam ediyordu...
n n Ne olduğunu anlamaya çalışıp,
n n etrafı gözlemlerken;
n n karşıda yaşlı bir adamın
n n kucağındaki 4-5 yaşlarında
n n bir kız çocuğu, kadının yanına koştu. Çocuk,
n n gözlerinden boncuk boncuk dökülen
n n yaşları, küçük parmaklarıyla sildi...
n n Bu arada sivil polis, kadına yanaşarak,
n n Çocuğu da alet etme dedi. Ne yalan söyleyeyim;
n n bu sözleri duyunca, o polisin tavrına
n n öfkelendik...
n n Varsın ana-kız koklaşsın sana ne?
n n İçimiz daha da paramparça oldu...
n n Dokunsalar, ağlayacak haldeyim...
n n Sonra kadın ve çocuk,
n n duruşma salonuna girdi.
n n Sanıyorum ki aile mahkemesi...
n n Çok geçmeden ikisi de dışarı çıktı. Görevli memur, genç kadına kağıtlar imzalattı...
n n Anneyi çocuğundan ayırdılar galiba
n n diyorum...
n n Mahkeme kapısındaki
n n tabelaya da bakmamıştım...
n n Merak edip, polise soruyorum...
n n Sabıkalı hırsız bu kadın. Bakmayın gözyaşlarına. O çocuğu da
n n hakimi etkilemek için özellikle duruşmaya getirdi. Bunlar böyle yapar
n n cevabını alınca; beynimden
n n vurulmuşa döndüm...
n n Başka bir polis memuru
n n yanımıza yaklaşıp, konuşmaya tanık olunca;
n n Kaç kişinin canını yakıp, ağlattı biliyor musunuz?
n n dediğinde, ruhsal dengem altüst oldu...
n n Üzüldüğüm kadına, şimdi
n n kızgınlıkla bakıyorum...
n n Çocuğu alet etme diyen
n n polisi hatırlayarak,
n n içimden hakkını helal etmesini istiyorum...
n n Bir annenin çocuğuna
n n böyle bir travmayı
n n yaşatmaya ne hakkı var?..
n n Vakayı adiyeden bir olayda,
n n içimizi sızlatan bu manzara karşısında,
n n böylesi olayların yüzlercesini
n n yaşayan polis ve hakimleri düşünüyorum...
n n Bu ruh haliyle eve gitmek ne zor diye
n n kendi kendime söylendiğimde,
n n mübaşirin beni duruşmaya çağıran sesini duydum...
n n Kimlik bilgilerimi verdikten sonra
n n sorulan soruları cevaplandırıp,
n n duruşmadan ayrıldım...
n n Cenazaler için camiye
n n yetişmem mümkün değil...
n n Kıran Mezarlığı nda
n n Osman Kara ağabeyin
n n annesinin toprağa verilişinde
n n bulunabildim...
n n 5-10 dakika için 4 saati aşkın süre bekleyip,
n n bu yüzden de camideki cenaze törenlerine
n n yetişemediğime kızamadım...
n n O mahkeme heyeti,
n n hiç ara vermeden 3-4 saat daha
n n görev yapacaktı...
n n Anlamsız bir bencilliğin
n n girdabında,onlara da haksızlık edemezdim...
n n Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını
n n bir kere daha anlayıp, güçlü bir empatiye
n n ihtiyaç duyuyor insan...
n n Ne dertler ne acılar var...
n n Ara sıra gidip, adliye koridorlarında,
n n sanki ruhları ıslah eden o büyülü havayı
n n solumak lazım...
n