Ormanlar kralı aslan bir gün ormana tellallar çıkartır.
Ve duyurur ki;
Kralımız aslan hazretleri, kendisine faydası dokunan her hayvana üstün hizmet madalyası verecektir. Kral hazretlerine hizmeti dokunup madalya almak isteyenler bizzat kral hazretlerinin huzuruna çıksınlar, ne hizmetleri olmuşsa anlatsınlar ve madalyalarını alsınlar!
Hayvanlar peş peşe kral aslanın huzuruna çıkarlar.
İnek çıkar, Sütüm senin için, etim senin için. Yetmezse yavrularım da sana feda olsun, canın çektiği zaman haber ver hangini istersen hemen getirim der ve madalyasını alır.
Kaplan çıkar huzura. Ava çıkar avladığım ne varsa sana taşırım kralım der, o da madalyayı alır.
Çakal; Sana ajanlık yaparım. Kim ne zaman nerede ne yapar, senden neler gizlenir, kimler senin için ne kötülükler düşünür. Hepsini günlük bildiririm diye yaltaklanır, madalyayı kapar.
Anlatacağınız madalya almak için tüm hayvanlar harekete geçer.
Bu işi en son eşek duyar.
Ben de bir madalya alayım bari diye düşünür ve o da huzura çıkar.
Eşeği karşısında gören aslan kükrer.
Be hey eşşeğolu eşek sen niye geldin?
Efendim duydum ki madalya dağıtırsınız. Madalyamı almaya geldim.
Aslan daha da kükrer.
Senin kime ne faydan oldu ki bana da olsun.
Eşek, Başkasına oldu mu bilemem ama size oldu der.
Aslan kızarak, Bana olan faydan nedir? Söyle de madalyanı hemen vereyim.
Eşek sakin bir ifadeyle, Söyletmeyin efendim, madalyamı verin de gideyim diye ısrarını sürdürür.
Aslan ayağa kalkar eşeğe bir pençe atar; Haydi söyle… Söylemezsen seni parçalar ve yerim deyince eşek iniltili bir sesle cevap verir.
Efendim benim gibi eşekler olmasa sizin gibi aslanlar kral olamazdı.
Aslan birden irkilir. Eşeği yerden kaldırır, anlından öper ve ona iki madalya birden takar.
Bu hikaye 1970li yıllarda henüz lise öğrencisiyken izlediğim bir tiyatro oyununda skeçleştirilmişti.
O sahne, özellikle iki madalya takılan o final sahnesini hiç unutmadım.
Son günlerde yaşadıklarımızı kendimce yorumlamaya çalışırken; bu sahneyi defalarca anımsadım.
Eşekler varsa aslanlar hep kral kalır . Bunu anladım.