Aslında yazmayacaktım...
Yıllardır uzak
durduğum
ve konuşmak
bile
istemediğim
konuya
girmek
zorunda kaldım...
Yüzsüzlüğün
ve ahlaksızlığın
doruk noktasına
ulaştığı
medya sektörünün
bu vahim halinden
gazeteciyim diyen
ve bu meslekten
onuruyla
ekmek yiyen
herkes şikayetçi...
Sapla-saman
birbirine karışmış!..
Samsun da
basın
adına kurulan
derneklerin
haddi hesabı yok!..
Çoğunun adını
bilmiyorum...
Böyle giderse
daha da artacak gibi...
1994 yılında
Samsun da 3 gazeteciler cemiyeti
vardı...
Farklı basın kuruluşlarının da
şubeleri bulunuyordu...
Rahmetli Vali Şinasi Kuş un,
cemiyetlerin
birleşmesinde
katkısı büyük olmuştu...
O dönemdeki cemiyet başkanları ve yönetecileri ile
gazetecilerin özverilerini
tarih kaydetti...
Yıllar sonra
yeniden
başa dönmenin
verdiği
üzüntüyle
bu yazıyı yazıyorum...
O zaman da birlik ve beraberlikler
olduğu kadar; kırgınlıklar da vardı...
Ancak, temel meselelerde
biraraya gelip,
ortak tavır sergilenir,
mesleğin onuruyla
oynayanlara
fırsat verilmezdi...
Bayramda, seyranda
ve kutlamalarda
buluşurduk...
Bir örnek vermek istiyorum...
Bir gazetenin
sahibiyle dargındım. Bu mesele
kişiseldi. Onun açılışına bizzat gittim
ve çiçek de yaptırdım...
Sonuçta başkan olarak
cemiyeti
temsil ediyordum ve o gazetede çalışan
üyelerimiz vardı...
O zaman Niye gittin
diye eleştirenler de
olmuştu...
Yaptığım davranış
bana göre doğruydu...
Oysa bugün
Başkan sıfatını
taşıyanlar,
dargın olmadıklarının
bile cenazelerine gelmedikleri
gibi bir başsağlığı
dahi dilemiyor...
Bir telefon açıp,
gazetelerin
yıldönümlerini kutlamıyor...
Geleneksel
bayramlaşmalarımız da
yok artık...
Nereden nereye geldik...
Kişisel kırgınlıklar
olabilir. Bu her meslek
grubunda var.
Ancak, bizim dışımızdaki
her meslek kuruluşu,
üyelerinin ortak
sorunlarında
biraraya gelip,
çözüm yolu arayabilirken,
topluma yön veren
gazeteciler,
maalesef
adeta kendi söküğünü dikemeyen
terzi gibi...
Birbirimizi fikren
eleştirelim...
Edeplice de
tartışalım...
Ancak, bu mesleğe bir biçimde
sızmış olan
yüzsüz,
arsız ve ahlaksızlıklarla
mücadele etmek için de
masaya oturmayı
bilelim!..
Gazete, dergi, internet,
radyo ve televizyon
diye ayırmadan
bir bütünlük içinde
olmadıkça;
bizlerin
adına birilerinin
ahkam kesmesi
doğaldır...
Eğer bu durumdan
samimi biçimde şikayetçiysek,
gelin hep birlikte bir çözüm bulalım!..
Projeler üretip,
pastayı büyütelim!..
Aş ve iş verelim!..
Bu çözümde,
TRT yi özel TV lerle
yarıştırarak,
büyük hamleler yapan
ve içimizden biri olan
Vali İbrahim Şahin in
önemli katkılar
vereceğine inanıyorum...
Çünkü, bu olumsuz
gidişat,
belediye başkanları
başta olmak üzere
kamu kurum ve kuruluşları ile
iş dünyasını da
rahatsız ediyor...
Bu çağrıyı,
ekmeğini onuruyla kazanan bütün
arkadaşlara,
hiçbir beklentim olmadan
yapıyorum...
Bu keşmekeşliği
ortadan kaldırmak için
bir olalım, diri olalım!..