Bir Ege kasabasında, bir 'Kofti efe' varmış...
Bu kofti efe bir akşam kan, ter içinde meyhaneye gelmiş: 'Len oğlum ver bi tek!'
Meyhaneci koşup gelmiş: 'Hayrola efem, ne oldu?'
'Köşe başında dört herif çıktı karşıma, iki patlattım dördü de kaçtı...'
Meyhaneci çırağa bağırmış: 'Efeme bi tek daha ver, leblebiyi unutma!'
Meyhaneci hınzır, üstüne üstüne gidiyor: 'Eee efem, sonra ne oldu?'
'Bu sefer sekiz kişi olup geldiler. Sekizini de iki yumrukta kaçırdım!'
Meyhaneci bağırmış: 'Len oğlum efeme bi tek daha ver, leblebiyi unutma!'
Efe tekleri üst üste yuvarladıktan sonra kükremiş: 'Sekiz on altı oldu, on altı otuz iki!' Efe sallıyor, meyhaneci tekleri peş peşe ısmarlıyor.
Efe, otuz ikiyi tamamladıktan sonra elinin tersiyle ağzını silip, bıyıklarını sıvazlayınca meyhaneci çırağa kızmış: 'Ulen, efemin kadehi boş kalır mı?'
Efe diklenmiş: 'Yetti gari, bütün gasabayı bana mı kırdıracan?'
Olmaz olur mu? Etrafınıza iyice bakın, bu koftilerden çok vardır.. Öykümüzdeki efenin ne içtiği belli, bunların ne içtikleri de belli değil... Gazla çalışır, gazla gider bu tipler...
Siz, siz olun çevrenizde böylesi insanlarla karşılaşırsanız bir de siz gaz vermeyin.. Üstünüze kalırlar, başınıza bela olurlar, benden söylemesi......