Alman makamları
inkar etmeye çalışsa da
Bafralı Adem Özdamarın
karakolda polisler tarafından feci biçimde gördüğü işkence sonucunda öldüğüne dair kanıtlar
bir bir ortaya çıkıyor...
Almanyada yayınlanan Frankfurter Rundschau gazetesi,
Özdamarın ikinci kafa röntgeninde
burun kemiğinin kırılmış olduğu
haberini verdi...
Almanyanın Hagen kentinde
oturan Özdamar ailesi ve birçok Türk,
işin peşini bırakmıyor...
Alman Avukat Adam Rosenberg,
Burun kırılması açık bir yaralamadır. Bunu, polis memurları başka doğal bir nedenle izah edemezler
diyor...
Türkiyeyi yıllarca insan hakları ihlalleri konusunda
eleştirenler, bu insanlık dışı davranış karşısında sessizliklerini
koruyor...
Onları anladık diyelim...
Nerede bizim meydanlara çıkan,
gösteriler yapıp bildiriler yayınlayan insan hakları
savunucuları?..
Onlar da suskun!..
Bizim gazeteler, bir Alman gazetesinden alıntı yapma gereğini
bile duymuyor...
Ama aynı basın, Antalyada tecavüz iddiasıyla hapis yatan
Alman genci için ortalığı ayağa kaldırıp, cezaevinden özel izinlerle röportajlar bile yapabiliyor...
Alman Başbakanı Merkelin,
tecavüz sanığı genci hapse atan Türk hukuk sistemini
eleştiren açıklamalarını
manşete taşıyabiliyor...
Ama, Bafralı Ademle ilgili
tek bir satır haber çıkmıyor nedense...
Basın da suskun!..
Türk basını, itfaiye operasyonuyla kurtarılan
tavuğun haberini daha çok önemsiyor...
Adem Özdamarın haberi,
birçoğunun Almanyada ticari işlerini
engelleyebilir...
O yüzden onların da suskunluğu...
Mangalda kül bırakmayan
siyasilerimiz ne yapıyor?..
Onlar da suskun...
Demokrasinin kesintiye uğradığı yıllarda
Türkiyede olup biteni en gerçeğe yakınıyla bizim yayın organlarından değil,
yabancı basından öğreniyorduk...
Gazetecilik mesleğine 33 yılını
vermiş bir insan olarak,
basındaki bunca teknolojik gelişmeye rağmen
1960lı yıllardaki kadar cesur olamayışın
utancını, şahsım adına hiç hak etmediğim halde
ben de yaşıyorum...
İyi gidiş değil bu gidiş!..