Kleptomani yani halk dilinde çalma hastalığı kişinin ihtiyaç duymadığı halde nesneleri izinsiz bir şekilde alması veya onlara sahip olması durumudur. Kişi çaldığı nesneleri hemen kullanmak veya onlardan maddi herhangi değer kazanma çabasında değildir. Sadece çalmanın vermiş olduğu zevkten haz duyar ve bu dürtüsünü kontrol edemediğinden davranışı tekrarlar. Bunun için kleptomani aslında bir dürtü bozukluğudur. Çalan kişi bu davranışın yanlış olduğunu bildiği halde kendini durduramaz. Davranış daha önceden düşünülmediği gibi aniden gelişir.
Rahatsızlığın temeli genellikle çocukluk çağlarında kendini gösterir. Kişi bu davranışı göstermek istediğinde yoğun kaygı hisseder. Çalma davranışı gerçekleştikten sonra ise yoğun bir haz ve mutluluğa kapılır. Yapılan araştırmalara göre kadınlarda görülme olasılığı erkeklere göre 4 kat daha fazladır. Bunun yanı sıra kişinin sosyoekonomik düzeyiyle yaşadığı rahatsızlığın doğrudan bir bağlantısı yoktur. Maddi açıdan hiçbir sorunu olmayan kişilerde de kleptomani görülebilir. Çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar, kişinin kayıp yaşaması vb. durumlar rahatsızlığın tetiklenmesine neden olabilir. Kişi, kleptomanik davranışlar sergileyerek yaşadığı olayların etkilerini yok etmeye çalışır. Aynı zamanda benlik saygısında azalmanın olması, kendine olan ilginin ve sevginin azalması ve buna bağlı olarak özgüven probleminin yaşanması kişide yine bu tür dürtü bozukluklarının görülmesine neden olabilir. Bu noktada bir ruh sağlığı uzmanından destek almak çok önemlidir. Bu süreçte terapist kişinin geçmişte yaşadığı olayları ve bu olayların etkisini saptanmasına yardımcı olur. Kişide bulunan düşünce yapısını değiştirmek adına uygun şemalar çizerek, toplumsal açıdan zarar vermeye yönelik olan savunma mekanizmasının değiştirilmesi terapinin hedefleri olmalıdır. Hepinize iyi hafta sonları dilerim.
Pst. Beste GÜNEYSU