Nasıl bir vicdan,
nasıl bir akıl,
anlamış değilim...
Adamın biri TV ye çıkıyor,
Atatürk ve CHP için Allahsız
ifadesi kullanıyor
ve RTÜK bu sözleri hakaret saymıyor...
CHP, bir kurumdur,
Allah ı olmaz elbette...
Ama CHP liler
insandır,
Allah ı da olur,
peygamberi de...
Hani, olmasa da kime ne?..
Herkesin günahı da sevabı da kendine...
Atatürk e
yapılan
haksızlığı da
araştırmacı-yazar
Sinan Meydan
anlatsın size de
utanın!..
Atatürk, 7 yaşında annesi Zübeyde Hanımın isteğiyle
Kur an-ı Kerim’i hatmetmiş, 8 yaşında Kur an’ın tamamını ezbere okuyabilen
biridir.
Çocukluk yıllarında Selanik’te Mevlevi-Bektaşi tekkelerine gitmiştir.
Atatürk, Çanakkale Savaşı yıllarında yakın dostlarına, arkadaşlarına yazdığı mektuplarda Allah’a olan inancını dile getirmiş ve “Allah’ın inayeti sayesinde” bu savaşı kazanacaklarını belirtmiştir.
Kurtuluş Savaşı yıllarında camilere, cem evlerine gitmiş, cuma namazlarını kılmış, cami minberine çıkıp “Allah birdir, şanı büyüktür” diye başlayan Hz. Peygamber’den övgüyle söz eden bir hutbe vermiş, TBMM’yi tekbir ve dualarla açtıran da
Mustafa Kemal Atatürk tür...
İlk Meclis e girişte bir hafıza Kur an okutan
Atatürk, Cumhuriyet döneminde Topkapı Sarayı’nda Kur an okutma geleneğini sürdürmüştür.
Atatürk, özel hayatında fırsat buldukça Kur an okumuş veya Kur an okutup dinlemiştir. Özellikle özel hafızı Hafız Yaşar Okur’a Kur an okutmuştur. Atatürk, zaman zaman da manevi kızlarından Nebile’ye ezan ve Kur an okutup dinlemiştir.
Atatürk’ün en yakın arkadaşı Fevzi Paşa ve annesi Zübeyde Hanım, beş vakit namazlarını kılan; İsmet Paşa ise elinden geldiğince ibadetini aksatmayan insanlardır. Atatürk, çevresinde namazlarını kılan ibadetlerini yapan herkese çok saygılı davranmıştır.
Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında tuttuğu özel notları arasında zaman zaman “Hafızı çağırtıp Kur an okuttuğunu” yazmıştır. Yine özel notları arasında “Tanrı birdir
ve büyüktür notu göze çarpmaktadır.
Atatürk, cumhuriyeti ilan ettikten sonra 1932 Ramazan ayında dönemin tanınmış hafızlarını köşke/saraya çağırarak onlara Kur an okutup dinlemiştir. Makamla Kur an okunmasına büyük önem veren Atatürk, hafızların makam hatası yapmamalarına ve ayetleri tane tane okumalarına büyük önem vermiştir.
Atatürk, 1930’larda Çanakkale Şehitleri için her yıl Çanakkale Mehmet Çavuş abidesi önünde mevlit okutmuştur. Aynı şekilde her yıl annesi Zübeyde Hanıma da mevlit okutmuştur.
Atatürk döneminde, okullarda din eğitimi devam etmiştir. Köy ilkokullarında din derslerinde “Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri” adlı kitap okutulmuştur.
Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlılar tarafından yakılıp yıkılan yüzlerce camiyi onarttırmış ve yeniden yaptırmıştır. Hatta Eskişehir Mihalıççık Camisi ni cebinden 5000 lira verip yeniden yaptırmıştır. Ayrıca Atatürk’ün yurtdışında Paris ve Tokyo camilerinin yapımına katkıda bulunduğuna ilişkin kanıtlar vardır.
Atatürk, İslam dünyasıyla da yakından ilgilenmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında İslam dünyasının desteğini yanına alan Atatürk, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra da İran-Irak ve Afganistan gibi Müslüman ülkelerle Sadabat Paktı’nı kurarak, Hristiyan haçlı saldırılarına karşı Müslüman ülkelerle birlikte hareket etmiştir.
Atatürk, 1937 yılında Filistin’e yönelik bir Siyonist- Haçlı Hristiyan saldırısı olacağını haber alır almaz “Filistin’e el sürülmez” diye bir bildiri yayınlayarak Müslüman Filistinlilerin yanında olduğunu herkese göstermiştir.
Tarihe çok meraklı olan Atatürk, en çok Peygamberimiz Hz. Muhammet’ten etkilenmiştir. Onun savaşlarını bütün detaylarıyla öğrenmiş, liselerde okutulan tarih kitaplarında İslam tarihi bölümünün yazımına bizzat katkıda bulunarak bu kitaplarda Hz. Muhammet’in savaşlarını anlatan haritaları bizzat kendisi çizmiştir. Tarih çalışmaları sırasında Hz. Muhammet’i eleştirmeye kalkanları, “Hz. Muhammet’in kıymetinden habersiz cahil serseriler, bizim tarih çalışmalarımıza katılamazlar” diye azarlamıştır. Hz. Muhammet’ten, “Benim, senin adın silinir ama o ölümsüzdür” diye söz etmiştir.
Atatürk, 1922 Sakarya Savaşı’ndan 1934 Soyadı Kanunu’na kadar ad olarak İslami içerikli “Gazi” unvanını kullanmıştır. Soyadı Kanunu’ndan sonra da zaman zaman “Gazi” unvanını kullanmaya devam etmiştir.
Haçlı Hristiyan emperyalizmine karşı İslamın “cihat” ilkesini hayata geçirerek verdiği Kurtuluş Savaşı sonunda hem Müslüman Türk insanının namusunu, canını, malını, vatanını kurtarmış hem de camilerinde ezanların susmasını engellemiştir.
Din işlerini yürütmek ve din istismarcılarının dini kullanarak halk üzerinde baskı kurmalarını engellemek için Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurmuştur.
İslam dinini “Türkün milli dini” olarak görmüş, Hz. Muhammet’i sahiplenmiş ve bu konuları da içeren Dinde Öze Dönüş Projesi’ni geliştirmiştir. Türk tarihinde İslam dini konusunda entelektüel düzeyde ciddi ciddi bizzat çalışan tek devlet adamı Atatürk’tür.
İslam dininin ana kaynağı Kur an-ı Kerim’i bu konunun uzmanlarına Türkçeye tercüme ve tefsir ettirmiştir. Elmalılı Hamdi Yazır ın tefsir ve tercümesi. Binlerce bastırılarak ücretsiz dağıtılmıştır.
En güvenilir hadis kaynaklarından biri olan Buhari Hadislerini Türkçeye tercüme ettirmiştir. Kamil Miras tercümesi, binlerce bastırılıp ücretsiz dağıtılmıştır.
Kur an ın Arapçasını daha sonra da
Türkçesinin nasıl okunacağını
bizzat göstermiştir.
Sinan Meydan da daha çok bilgi ve belge
var ama bu kadarı yeter herhalde...
Böyle bir insana
Allahsız demek
hangi vicdana sığar?..
Bir dönem,
Atatürk ün fotoğraflarını
resmi kurum ve kuruluşlardan
indirmeye
kalkışan AB nin çanak yalayıcıları
yine işbaşında...
Yazıklar olsun!..