Şehir ve ilçe merkezlerinde
sorun dernekler ve hayırseverlerin
katkılarıyla çözülecek gibi ama
ya köylerde?..
Samsunda 552 caminin her birinin 4-20 bin YTL arasında
elektrik bedeli borcunun bulunması ve bu borçların ödenmemesi halinde elektriklerin kesilecek olması,vatandaşlar arasında kaygı yaratıyor...
Dün ilginç bir sohbette buna tanık oldum..
Merkez köylerinden birinde oturan
70 yaşlarındaki bir adam, eski sanayi sitesindeki
bir esnafa, sabah namazında gittiği
camide karşılaştığı manzarayı
sanki o anı yaşarmışçasına anlatıyordu...
Esnaf arkadaşımız, Bak gazeteci var, ona anlat
deyince, yönünü ikimize birden döndü...
Sabahın ayazında evden çıkıp camiye gittiğinde
elektrik sobasını yakmak istemiş. Camideki diğer insanlar,
İmam kızar diyerek, ona izin vermemişler. Üşüdüm dediyse de yine de dinletememiş...
Namaz bittikten sonra, imamın yanına gitmiş,
durumu anlatmış. İmam da elektrik borçları bulunduğunu ve ödeyemez halde olduklarını söyleyince, hak vermiş vermesine de...

Bu köylü parayı ödeyemezse, camiye gitmeyi bırak, ezan sesini de duyamayacağız öyle mi?demiş...
Yaşlı amcamız, günün ilk ışıklarıyla bir akrabasının kapısını çalıp,muhtarın öncülüğünde para toplama kampanyası
yapılması gerektiğini söylemiş. Aldığı yanıt
ise onu sarsmış: Camiye giden elektrik parasını da versin!
Köyde camiye gidenlerin sayısı belli. Böyle denilirse, bu borcu ödemek mümkün değil diyerek, evden bir hışımla çıkmış...
Bunları anlatırken, çare arayan gözlerle
bana baktı. Takma kafanı dedim, bulunur bir çaresi...
Benim bir şeyler bildiğimi sanıp umutlanmıştı; Nasıl? dedi. Seçim zamanı olmaz yanıtını verdiğimde, Ya sonra? diye sordu...
Rahatlasın diye, hapisten kurtulmak için eşeğe şarkı söyletebileceği vaadinde bulunan adamın fıkrasını anlattım...
Aklınla bin yaşa dedi; ya eşek ölür, ya da padişah...
İşi fıkraya dökmüştük,ikimiz de sıkıntının farkındaydık...
Çarenin adresi ise her zaman olduğu gibi yine devletti...