AK Partililer, yaşananlardan 'siyasi rant' çıkarmanın aşkıyla, geçmişi kötülemeye devam ediyor...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı övmek için...
1960 ve 1980 darbelerindeki görevli başbakanları yermeyi seçiyor...
Şartları göz önünde bulundurmadan...
***
1960 ve 1980'de...
İki darbe de gece yarısı yapıldı...
İnsanlar sabah karşılarında askeri buldu...
Evlerden çıkarılmadılar bile...
Gözaltılar sabaha büyük oranda bitmişti...
Polis de zaten o saatlerde kuşatılmış, görevleri elinden alınmıştı...
Darbe olduğu anlaşıldığında Başbakanlar ve siyasi parti liderleri çoktan derdest edilmişti...
Birinde televizyonlar hiç yoktu, devletin radyosu vardı...
Diğerinde ise sadece TRT'nin televizyon ve radyosu...
Dolayısıyla, darbe gerçekleşmeden onlara da el konulmuştu...
İnternet, sosyal medya, cep telefonu daha akıllarda yoktu!
***
15 Temmuz girişiminde ise...
İnsanlar ayakta, sokakta ve yaşamın içindeydi...
Cumhurbaşkanı ve Başbakan derdest edilmemişti...
Cep telefonu ile iletişim kurabiliyordu...
Sadece TRT olmadığı için diğer televizyonlar görevdeydi...
İnternet ve sosyal medya faaldi...
Bu nedenlerle insanlar...
Bu kalkışmanın TSK'nın değil...
Kurumun içine sızmış FETÖ'cülerin işi olduğunu anladı...
Ve askerin çok büyük bölümü kışlasındaydı...
Bunu anlayan halk da yapılan çağrılarla sokağa çıktı...
Polis olaylara müdahil oldu...
Ardından TSK'nın diğer unsurları!
Ve bu intihar saldırısı...
Darbe girişimi olarak kaldı!
***
Elbette her başarıda kahramanlar ortaya çıkacaktır...
Herkes gönlünden geceni kahraman ilan edebilir...
Bunun için söylemler geliştirebilir...
Ama bunu yaparken...
Unutulmaması gereken...
Geçmişi kötülemek, hakaret etmek, onursuzlukla suçlamak değildir...
O zaman liderlerine yönelik vicdansız yakıştırmaları yapanlar...
O dönemlerde sokağa çıkamayanların da...
Dedeleri, nineleri, anaları, babaları, ağabeyleri, ablaları ya da kendileri olduğunu unutmamalıdır!
Kimi yüceltecekseniz, yüceltin!
Ama bu dönemin şartlarıyla, o dönemin liderlerini yargılama gafletinde bulunmayın...
Değneğin bir ucu da gelir size dokunur!