Seçimler bitti, kaybedenler için tartışmalar başladı...

Muhalefet partilerinde kavga büyüyerek artıyor...

Artmaya da devam edecek...

***

Mesela CHP...

Samsun sıralamasına konulmayan eski milletvekili Neslihan Hancıoğlu...

Kılıçdaroğlu'nun yeni MYK'ya Genel Sekreter olarak atanıyor...

Şimdi sormazlar mı?

CHP Genel Sekreteri olacak kadar donanımlıydı...

Neden Samsun listesine konulmadı...

Yok böyle bir donanımdan bahsedilemezse...

Nasıl Genel Sekreter yapıldı?

***

Aslında Hancıoğlu'nun partide genel sekreter olarak atanması...

CHP'de milletvekilliği listelerinin oluşturulmasında...

Çok ciddi sıkıntıların olduğunun...

Belki de çok duygusal (!) olayların yaşandığının bir göstergesi...

***

Ya İYİ Parti...

Peş peşe gelen istifalar...

'Kol kırılır yen içinde kalır' tarzının pek de tutmayacağının habercisi gibi...

Samsun içinse soru işaretleri bir hayli fazla...

Erhan Usta efsanesinin sonu...

Özellikle 2. sıra adaylığın hangi kritere göre...

Kimler tarafından belirlendiği...

Şimdi yüksek sesle daha çok tartışılıyor...

Kokular yükseliyor o işlerden...

***

Yani...

İktidar siyasetinin 'kirliliği'nden yakınan muhalefetin...

Daha aday belirlemede çamurun dibine batması...

Ülke açısından ne büyük talihsiz...

Umut vermeye talip olanlar...

'Liyakat eksik' diye bağıranlar...

Koltukları dağıtırken liyakatin 'L'sini bile kriter olarak almamış...

Çok duygusal (!) işlere dalıvermişler...

***

Kimse hayal kurmasın...

Bu ülke nasıl temizlenir, nasıl kalkınır diye?

İktidar kirlenirken, umut olması gereken muhalefet de benzer oranda kirleniyorsa...

Ülke için eksik gördüğünü, muhalefet kendi partisi içinde yapmıyorsa...

Ne bu ülkedeki kirli işler temizlenir...

Ne bu ülke kalkınır...

Ne de bu ülkeye adalet, hak, hukuk... gelir!

Yani...

Siyaset temizlenmeden ülke arınamayacağına göre...

Siyasetin de kendi kendini temizleme gibi bir mekanizması bulunmadığına...

Kimsenin oturduğu koltuktan kalkmaya niyeti olmadığına...

Kimsenin de böyle bir derdi bulunmadığına...

Bulunanların yapabileceği demokratik ve meşru bir aracı bulunmadığına göre...

İdeolojik sultanlıklara...

İdeolojik kulluklara devam!

Ne diyelim?

Yaşasın sultanlarımız...

Yaşasın vezirlerimiz...

Yaşasın akçeyle koltuklara oturtulan ağalarımız!