Polisin DEAŞ
operasyonlarına
bakıldığında;
terör örgütünün
önemli isimlerinin
kendilerini
gizlemek
için
bizim şehri
tercih ettikleri
anlaşılıyor...
İki yıl öncesine
gidelim...
Aralık ayı ortalarında
ABD İstanbul Konsolosluğu'nun
bombalanacağı
istihbaratı üzerine,
güvenlik birimleri
bütün ülkede teyakkuza geçmişti...
Samsun polisi, bombacıyı binlerce kişi arasından
adeta iğneyle kuyu kazarcasına
tespit etti. DEAŞ'ın bombacısı,
Samsun'dan otobüsle Kahramanmaraş'a
gidene kadar hem araç içinden hem de
dışından takibe alındı. Saatler süren yolculuk sonunda
bombacı, Kahramanmaraş girişinde
tereyağından kıl çekercesine
yakalanıp,
teslim edildi...
O güne kadar
biri çıkıp, "Samsun'da terör örgütü
DEAŞ bombacısı var"
dese, kimse inanmazdı...
Sonrasında da
bomba eğitimi almış
birçok terörist,
Samsun'da ele geçirildi...
Bilindiği gibi geçen günlerde de
terör örgütünün
12 mensubu daha
gözaltına alınmıştı...
Vali İbrahim Şahin'in,
vatandaşların
kuşku duydukları
kişilerin güvenlik güçlerine
bildirilmesi uyarısı,
boşuna değil!..
Polisin elindeki teknolojik imkanlar,
en gelişmiş ülkelerde nasılsa
öyledir. Ancak, suç ve suçluyla mücadelede
"insan" faktörü,
teknik takip kadar önemlidir...
Ülkemizde ve yaşadığımız şehirde,
huzur bozmak isteyenlere
fırsat vermemek için
bizlere de görev düşüyor...
Tehlikeyi anlattık işte...
Daha fazla bir şey söylememe gerek var mı?..