Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz;
Türkçe bir bilim dili değil derken,
Bilim insanı olma yolunda,
Akademisyenlerin çıktıkları yolun
Latin kültürü tabelalı olmasıdır da diyebiliriz
Benzer başka nedenlerde.
Sonuç değişmiyor yani.
Türkçe bilim dili olmuyor.
Türk bilim insanı oluyor ancak Türkçe bilim dili olmuyor.
Dolayısıyla gündemin ve baskın kültürlerin diktiği her türlü elbiseyi rahatlıkla giyiyoruz.
Yazı diliyle değil,
Konuşma diliyle kendini, kültürünü yaşatmış bir toplumuz.
Cumhuriyet öncesi Osmanlıcayı?
Resmi dili Farsça olan Selçukluyu?
Kendi dilimiz ve alfabemiz ile Orhun abidelerini okuyup anlayabiliyor muyuz?
Bir dil, dilbilgisi dersiyle yaşatılmaz efendim.
Yazarak değil,
Konuşarak anlaşan bir yapı söz konusu.
Bütün bilimsel sonuçlar bu sonucu başlangıç alarak bir tez ürettiğinde; ancak gerçekçilik yakalanmış olacaktır.
Dilimizdeki bu kader, dinde de söz konusu. Hem de bize coğrafi yakınlığı olan bütün dinlerde.
Din, kutsal metin ve öğretilerden değil, sohbet, vaaz ve nasihatlerle yaşayagelmiştir.
Mesela siz kıymetli okuyucu,
Müslümansınız ve size sorsalar “Bu dinin kurallarını haram ve helallerini nasıl biliyorsunuz, okuyarak mı yoksa sohbet, vaaz ve nasihatlerden mi öğrendiniz? diye nasıl bir karşılığınız olacak?
En önemlisi Müslüman olduğunu iddia eden siz, nasıl Müslüman oldunuz? Kur an-ı Kerim i okuyarak mı yoksa işte öylesine anne baba Müslüman olduğu için ya da sohbet, vaaz ve nasihatler sonucu mu?
Ezcümle okuyup anlayarak değil, konuşup dinleyerek…
Son bir soru ile bütün üst ve alt başlıkları uzmanlarına havale ederek vesselam diyelim efendim.
Dil bilimcileri,
Din bilimcileri nasıl bilirsiniz?
Güzel günlere uyanın,
Sağlıcakla kalın.