Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcının, Samsunun sosyo-ekonomik durumuna koyduğu teşhis şöyleydi: Bu kentin kültürel ve psikolojik sorunu var. Değişime ayak uyduramamış.
Gazetemizde, Ekonominin lokomotifleri yazı dizisi başladığında,
bu şehirden dünyaya açılan onlarca firmanın varlığı, kamuoyu tarafından pek bilinmiyordu...
Bu firmalar Samsunda mı, vay anasını dedirten hayretler!..
Otomotiv yedek parçaları, pompa sanayi, çelik döküm, tekstil, mutfak ve soğutma, elektrik ve aydınlatma, tıbbi cihaz, mobilya ve şekerleme üretiminde dünya devleriyle yarışan firmalar...
Samsunda ne var? diye hayıflanmaktan, gözümüzün önündekileri maalesef göremedik...
Psikolojik sorun bu bence...
Çalışıp, çabalayıp, ortaya konulan değerlerle övünemememizin nedeni de bu...
Ekonominin lokomotifleri yazı dizisinden sonra çoğu kimse, Samsunu Karadenizdeki başka illerle karşılaştırmanın bu şehre yapılmış büyük bir haksızlık olduğunun da farkına vardı...
Daha fazlasını istiyoruz elbette, yeterli değil...
Bu şehirde, üretmeden kazananların, yüksek faizli dönemlerdeki sosyo-ekonomik egemenliklerine rağmen, sermayelerini yatırıma yönelten bu insanlar, ulaştıkları noktaya kolay mı geldiler sanki?..
Mesele çok kazanmak olsaydı; işçi ücreti, enerji bedeli, vergi ve sigorta primi ödemeden, zahmetsiz paraya kavuşabilirlerdi...
Zoru ve doğru olanı seçtiler, bugün Samsunun gururu olmayı hakettiler...
Onlar habire çalışırken; haybeden para kazananlar da
şehrin iç dinamiklerinin çarklarına takoz koymakla meşguldü...
Samsunda, ortaklık oluşturarak; yatırım hamlelerinin gerçekleşmemesinde dedikodular yayarak, Güven sorunu yaratılmasında, bu kaymak tabakanın olumsuz rolünü kim inkar edebilir?..
Bankalardaki faiz oranları düştükçe; bol para kazanmaya alışık olanlar, görülüyor ki şimdi yatırım arayışı içinde...
Yastık altındaki para, üzerine konulmadıkça bir gün tükenecektir...
TİM Başkanı Satıcının işaret ettiği psikolojik sorunun temelinde bu çelişkiler yatmaktadır...
Samsunlu şehriyle övünmeyi, işadamları da birbirine güvenmeyi öğrenirse, bizi kim tutabilir?..
Şair ne diyordu:
Güzellik kurtaracak dünyayı, sevmekle başlayacak her şey...