Dijitalleşme hepimizin hayatını yakından etkiledi. Akıllı telefon ve mobil internet kullanım oranının günden güne artıyor olması nedeni ile rekabetin, markaların hedef tüketicileri ile kurdukları iletişimin şekli de değişti. Eskiden sadece TV reklamları tüketicinin karar vermesinde yeterli oluyorken bugün artık yetersiz kalıyor. Dijital mecralar ile geleneksel mecraları birleştiren ve hedef tüketicileri ile bağ kurabilen, yarattığı duygusal fayda sayesinde marka sadakatini ortaya çıkarabilen markalar artık tüketici nazarında daha değerli.
Dijitalleşme ile beraber, artan uyarıcıların da etkisi ile tüketici artık çok sayıda mesaja maruz kalıyor. Bu mesajların arasından tüketicinin dikkatini çeken ise fark edilip tüketici tarafından satın alınıyor.
Rekabet artık sadece kendi sektörünüzdeki firmalar ile yaşanmıyor. Sizin sektörünüzden tamamı ile farklı bir sektörden, dünyanın çok başka bir yerinden size rakip olacak hatta sizin yok olmanıza neden olacak markaların ortaya çıkması söz konusu. Dolayısı ile markalar sadece kendi sektörleri ile değil neredeyse tüm sektörler ile rekabet söz konusu.
Bu durumun ortaya çıkardığı bana göre iki temel kavram var. Birincisi inovasyon ikincisi de girişimcilik. İki kavram artık markaların geleceğini belirliyor. Bu iki kavrama yatırım yapan markalar kalıcı olacak, diğerleri maalesef ki rekabet sahnesinden yok olup gidecekler.
KOBİ'ler dijitalleşme konusunda çok şey yapmalı. Bu manada hem yazılıma hem de yazılımı kullanacak, veriden bilgi üretecek ve bunu markanın menfaati için kullanacak kişilere / sistemlere yatırım yapılması gerekiyor.
Dünyada ekonomi kuralları sürekli değişiyor. Eskiden İpekyolu üzerinde olan yerler ticari yaşam için çok değerli iken bugün artık yeni İpekyolları kuruluyor. Bu somut olarak gerçekleştiği gibi 'Dijital İpekyolu' şeklinde de olabiliyor. Yeni İpekyolları sayesinde dünyada başta lojistik olmak üzere birçok sektör ve ülke ya yıldızları parlayacak ya yıldızları sönecek.
Markaların artık entelektüel sermaye ve dijitalleşmeye aynı anda ağırlık vermesi gerekiyor. Sizi etkileyecek olan hamle şirket içinden ortaya çıkabileceği gibi şirket dışından da ortaya çıkabilir.
Tüm bunlar ışığında artık işletme sahip ve ortaklarının zihinsel olarak dönüşüm ve değişimi kabullenip bu doğrultuda yatırımlar yapması gerekiyor. Şirket içi herkesin dünyada olan biten tüm güncel değişimleri takip ediyor ve söz konusu değişimleri de şirkete uygulaması gerekiyor. Doğaldır ki bu değişim akşamdan sabaha olabilecek bir değişim değil. Uzun bir zamanı gerektiren bir durum.
İşte bu durumu bilir ve bu doğrultuda markalar yatırımlarını gerçekleştirir ise bizim de 100 yılı deviren markalarımız ortaya çıkacaktır. Bireylerin ve markaların öğrenmeyi öğrenmesi gerekiyor. Bunu kendilerine düstur haline getirmesi gerekli ki gerekli adımları zamanından önceden öngörme şansına sahip olsun ve bunun için yatırımlarını zamanında yapabilsin. Aksi halde çok şey kaybedilmiş olunacaktır.