Bugün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı...
Dün, Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Okan Aralanın dünya tatlısı kızı Ecem, Spor Müdürümüz Yusuf Ziya Çakırın adı gibi güleç Gülcesi, Haber Merkezinden Yaşar Aslanın yakışıklı oğlu Alihan, tesadüfen gazetedeydi...
Gazetenin hazırlanışında onların da olmasını istedim... Görsel Servis Müdürümüz Seyhan Demirin yanındaydı, babalar ve çocukları...
Nasıl bir gazete istiyorlardı?..
Hangi haber, nerede kullanılmalıydı?..
Sormaya gerek yok tabii...
Bayram manşet olacak!
Tartışmasız kabul...
Ya diğer haberler?..
Olurdu, olmazdı tartışmaları...
Bu anın fotoğrafını da ben çekiyorum...
Mesleğe yeni başlamış bir muhabir heyecanıyla...
Güzel yarınlarda, yüzleri gibi aydınlık gençlere mesleği emanet etmek umuduyla ama bir şartla...
Bu ülkeye Kınalı Aliler yetiştirmelerini isteyerek...
Kınalı Ali kim mi?..
İşte öyküsü:
Üsteğmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri teftiş ediyor, bir taraftan da onlarla laflıyordu. Nerelisin? gibi sorular soruyordu. Bir ara saçının ortası sararmış gencecik bir asker gördü. Merakla sordu:
-Adın ne senin evladım?
-Ali.
-Nerelisin?
-Tokat Ziledenim.
-Peki evladım, bu kafanın hali ne?
-Anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım.
-Neden?
-Bilmiyorum komutanım.
-Peki, gidebilirsin Kınalı Ali...
O günden sonra herkes ona Kınalı Ali demeye başladı. Herkes kafasındaki kınayla dalga geçti. Ama o, kısa sürede cana yakın ve cesur tavırlarıyla tüm silah arkadaşlarının sevgisini kazandı.
Kınalı Ali, bir gün ailesine mektup yazmak istedi ama okuma yazması yoktu. Arkadaşlarından yardım istedi ve birkaçı biraraya gelip yazmaya başladılar.
Sevgili anne ve babacağım. Ellerinizden öperim. Ben burada çok iyiyim, beni merak etmeyin diye başladı mektup... Kız kardeşini, kendinden bir küçük erkek kardeşini sordu, köyün ve köylülerinin burnunda tüttüğünü yazdırdı mektuba Kınalı Ali.
Bizi ve memleketi merak etmeyin. Biz var oldukça düşman bir adım bile ilerleyemeyecek dedi.
Oldukça uğraştılar. Gururla mektubu bitirdiler. Bunun ardından Kınalı Alinin aklına bir şey geldi. Kendinden küçük olan kardeşi de yakında askere gidecekti. Mektubun sonuna şu notu düştü:
Anacığım, kafama kına yaktın, burada komutanlarım ve arkadaşlarım benimle hep dalga geçtiler. Sakın kardeşime de kına yakma. Ellerinden öperim.
Ardından zaman geçti. İngilizler kati netice almak için tüm güçleriyle Geliboluya yüklendiler. Bu cepheyi savunan erler, tekek teker şehit düşmüşlerdi. Onlara takviye olarak giden yedek kuvvetler de yeterli olamamıştı, sayıları oldukça azalmıştı. Gelibolu düşmek üzereydi. Kınalı Alinin komutanı olayı görüp yerinde duramıyordu. Kendisinin bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildi. Çocuklar askere daha yeni gelmişlerdi. Onlar insan bedeninin süngü ve mermilerle orak gibi biçildiği bu yere henüz gitmemeliydiler.
Komutanların düşünceli halini gören ve durumun vahametini öğrenen Kınalı Ali ve arkadaşları Geliboluya gitmek istediklerini söylediler. Yalvardılar. Komutan, zaten ihtiyaç ve emirlerle çaresiz, onları gönderdi.
Bu hırslı, bilinçli, vatan sevgisiyle dolu gidişe şahit olanlar; böyle bir olayın dünyanın başka bir yerinde yaşanmayacağını anlatmışlardı.
Kınalı Alinin bölüğünden kimse sağ kalmadı, hepsi şehit oldu Geliboluda...
Aradan biraz zaman geçti. Kınalı Alinin ailesine yazdığı mektubun cevabı geldi. Komutanlar, buruk ve gözleri dolu dolu, mektubu açıp okumaya karar verdiler.
Bu mektubun aslı Çanakkale Müzesinde sergileniyor.
Önce babası yazıyor Kınalı Alinin, bilmiyor evladının şehit düştüğünü:
Oğlum Ali, nasılsın? İyi misin? Gözlerinden öperim. Selam ederim. Öküzü sattık. Paranın yarısını sana gönderiyoruz, öbür yarısını da cepheye gidecek kardeşine ayırdık. Şimdi tarlayı öküz olmadan sürüyorum ama çok zor olmuyor. Sen bizi merak etme, bizi düşünme...
Baba, biraz da köyü ve akrabaları anlattıktan sonra, Bak, ananın da sana diyeceği bir şey var deyip kalemi anneye vermiş:
Ana yazmış:
Oğlum Ali, yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler... Kardeşime de kına yakma demişsin. Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle, seninle dalga geçmesinler. Bizde üç şeye kına yakılır:
1- Gelinlik kıza, gitsin ailesine, çocuklarına kurban olsun diye;
2- Kurbanlık koça, Allaha kurban olsun diye,
3- Askere giden yiğitlerimize, vatana kurban olsunlar diye...
Gözlerinden öperim. Allaha emanet ol yavrum...
* * *
Bugün; en büyük coşkuları yaşamanız dileğiyle...