n

n
n Aşkı yazmak sizce kolay mı? Aşk yazılmaz, çizilmez yaşanır. Aşkı yaşayan biri olarak ben de aşkı yazdım. Elbette aşkı yazmak ya da anlatmak, aşkı yaşamak kadar zor bir eylemdir. Günümüz aşklarına hiç değinmek istemem. Sanal, sahte saman alevi gibi birden parlayıp sönen aşklardır.
n
n Aşk nedir bilen var mı? Aşk aslında kendi kendimize ördüğümüz ve içine tutsak olduğumuz bir ipek kozasıdır. Ya da aynı kapta ezilmiş iki farklı üzümün dinlenmemiş ve fermente olmamış halidir. Adına kalp denilen mahzende dinlenmeden ve damıtılmadan içilen bir şaraptır aşk bana göre. İçersiniz başınız döner, içmezsiniz bu kez dünya etrafınızda döner. Sen yine de aşka inan. Aşk, nasıl olsa şarkılardaki kadar yalan…
n
n Ne var ki, çok uzun zamandan beri aşkı yazmak istiyordum. İşte o gün ikisini yan yana bakışırken yakalayınca karar verdim ben de aşkı yeniden yazmaya. Ya da yeniden yaşamaya.
n
n Uzunca bir seyahat dönüşü balkon kapısını açtığımda onları birbirine bakışırken yakaladım. Topladıkları koca bir çalı çırpı öbeğinin etrafında birbirlerini süzerek yuva kurma hazırlığında olan iki kumru idi. Beni aşkı yazmaya davet eden… Çünkü kumru asla eş değiştirmez. Çünkü kumru çok sabırlı ve tevekkül sahibi bir kuştur. Çünkü kumru asla başka bir kuşun yuvasına girmez ve yuva dağıtmaz. Eşini kaybeden kumru, tek başına yaşamaya devam eder. Kumru tutku ile bağlanır eşine.
n
n Tutku, huzur ve huzursuzluk aşk da böyle bir şey işte. Aslında biraz da sanaldır aşk. Kendi kendinize içinizde büyütüp filizlendirdiğiniz kendi duygularınızdır. Yarattığımız bu duygu, bir bıçak gibi içimizi sürekli hançerler; ta ki, içimizdeki aşk sandığımız duygu, bitip tükenene kadar. Bu yazım hem çok derin hem de çok naif olacak biliyorum.
n
n Bir celsede bitecek yargılama veya yargılanmak gibi değil. Daha defalarca ve onlarca aşkı bitip tükenmeden yazacağımı biliyorum. Çünkü benim de yazma isteğim aşk kadar tutkulu.
n
n Yıllar önce bir insan mühendisi ile karşılaşmıştım. İçinde bulunduğumuz kalabalık gruba bir soru sordu. “İnsan nasıl mutlu olur, mutluluk nedir?” diye sormuştu. övünerek söylüyorum tek doğru cevabı ben verdim. “Tüm vücut kimyanız yerinde ise ve metabolizmanız düzgün çalışıyorsa mutlusunuzdur.” cevabını vermiştim. Adını unuttuğum konuşmacı, beni tebrik etmişti o zaman.
n
n İşte aşk da böyle içinizde yeşerttiğiniz kendi duygularınız. Beyninizde salgılanan seratoninler sizi alıp uçurur. Yani bu eylemi kendinize siz yaparsınız. Karşınızdakinin her şeyi size çok farklı ve çok ulaşılmaz görünür. Adeta bir Tanrı gibidir.. İnanılmaz mutlu olursunuz. Dünya ikinizin etrafında döner. Ne zamana kadar? Gözünüzdeki gözlüğü çıkarana kadardır aşk. İki bedende tek olduğunuz aşkın ömrü bir gözlük çıkarımıdır aslında. Hiç beklemediğiniz anda sinsice gelen bu duygunun bütün derdi sizin ruhunuzdur. Ruhunuzda mutluluğu, acıyı sizi hançerleye hançerleye size yaşatır. Çok farklı aşklar vardır, konusuna bugün girmeyeceğim. Çünkü farklı aşklara girdiğimde saatlerce ve onlarca yazmam gerekir.
n
n Bugün yazmak istediğim salt bir kadın bir erkek aşkıdır. Bir manada kendinde olmayanı aramaktır. Aslında kendinde bulamadıklarını bulduğudur aşk. Onun sesi, yüzü, gözü, elleri cümleleri, duruşu, bakışı anlatışı. Aslında o olmak için ona âşık olmuşsunuzdur da farkında değilsinizdir hâlâ.
n
n Aşk bir erkek için Porsche model bir otomobildir. Aşk bir kadın için beş karatlık white blue tek taş yüzüktür. Bunları elde ettiğiniz yerde aşk biter. Çünkü artık sizindirler ve güvenli bir yerdedirler. İşte burası çok önemlidir. Çünkü aşk bitmiş sevgi başlamıştır.
n
n Eğer otomobilinizi her gün severek ihtimamla kullanıyorsanız seviyorsunuzdur.
n
n Kadın da yüzüğünü her gün okşayarak parmağına takıyorsa artık o da sevgi denizinde yüzüyordur. Kısaca aşk gelip geçici kasıp kavuran bir duygu, sevgi ise kalıcı istikrarlı dost bir duygudur. Bir ömür boyu asla âşık olamaz ve kalamazsınız. Ama bir ömür boyu giderek daha da çok severek ve güvenerek hayatınıza devam edebilirsiniz.
n
n “Aşkım için özgürlüğümü,özgürlüğüm için canımı veririm” demişler... İnanmayın bu klişe lâflara. Çünkü aşk klişe lâfları da pek sever.
n
n Benim için mühim olan, kalıcı, koruyucu ve sebatkâr bir sevgidir. Ast olan da budur zaten. Aradakilere çerez denir, uvertür denir.
n
n Karşılıklı ilişkide bir nebze bile sevgi varsa her şeye bedeldir. Çünkü aşk yakan, yıkan ve sonra sönen bir saman alevidir. Kadın yüreği kolay çıkar baştan... Tutuklanırsa bir kez sevdaya. Adam yüreği ise zordur tutuklanması.
n
n Hercaidir biraz..
n
n Sever çiçek çiçek gezmeyi
n
n Sonra döner öğrenir bir gün sevmeyi.
n
n Kadın ise sever sürekli vermeyi,
n
n Sen yine de aşka inan.
n
n Aşk nasıl olsa şarkılardaki kadar yalan
n
n Ama sen durma, yine de alev gibi yan.
n
n Zaten hayat da biraz yalan.
n
n Siz, ben, onlar hepiniz bir deniz feneri gibi hiç sönmeyen sevdalara tutsak olun.
n
n Bir gün bir yerlerde yine aşkı yazacağım.
n
n Hiç durmadan tekrarlayarak yazacağım.
n
n Çünkü en güzel aşk henüz yaşanmamış olanıdır.
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n