Geçimi unuttuk, varsa yoksa yerel seçim...
Memleketin ekonomik gidişatı, ne iktidarı ne de muhalefeti ilgilendiriyor...
Büyük bir şaşkınlıkla, Erdoğan, Baykal ve Bahçelinin miting meydanlarındaki söz düellosunu izliyoruz...
O ne dedi, bu ne dedi?..
Teğet geçiliyor memleketin gerçeklerine...
Başka şehirleri bilmem ama Samsunda durum gerçekten içler acısı...
Öyle yoksulluk öyküleri var ki, dinleyince insanın yüreği parçalanıyor...
Daha geçenlerde 3 gündür ağzına bir tek lokma koymayan kadının, açlıktan bayılışını gazete sütunlarında görmüştük...
Dün bizim gazetede de, 40 mobilya mağazasının kepenk kapattığı haberi vardı...
Mobilyacılar, Marangozlar ve Döşemeciler Odası Başkanı İbrahim Ülker, mağazaların kapatılmasıyla 400 işçinin patronlarıyla beraber, işsiz kaldığını açıklamıştı...
Her sektörde işten çıkarmalar devam ediyor...
Bugünkü durumu iyi gün olarak nitelendirenler, önümüzdeki ayların, yani seçimden sonraki günlerin daha da sıkıntılı geçeceğine işaret ediyor...
Samsun, zaten işsizliğin yoğun olduğu bir ildi...
Gençler bir yandan, emekliler diğer yandan, Samsunda iş arıyor...
Bugünler artık, dayanışma ve paylaşmanın zorunlu olduğu günlerdir...
Zengin ve yoksul, işçiyle patron ve esnafla müşteri hepsi aynı gemide...
Belki bu kriz, karnesinde ortaklık kültürü zayıf olan Samsuna yeni ufuklar açabilir...
Her zaman söyledim...
Bu şehirde her şey var!..
Olmayan tek şey, güvendir...
Şehrin iç dinamikleri güven fitilini ateşlerse Samsun zenginleşir, yeni iş alanları açılabilir...
TSO, Ticaret Borsası, esnaf odaları ve kooperatifler resmen buna öncülük eder, projeler üretebilir...
Daha önce gerçekleştirilen yapılanmaların yandaşlara iş bulmaktan başka bir işe yaramadığını gördük...
Battık diye beklemek, bu şehre ve geleceğe ihanet olur...
Bugünler de geçer...
Yeter ki kenetlenelim!...