Hiç kimse bir başkasının içindeki fırtınaları bilmiyor...
Dışarıdan bakıldığında mutlu gibi görünenlerin
aslında büyük sıkıntılar yaşadığı bilinmiyor...
Yüzü gülerken içinden ağladığı anlaşılmıyor...
Çünkü, dosta düşmana renk vermek,
insanın işine gelmiyor...
Yıkılışını seyrettirerek
karşısındakine haz vermek istemiyor...
Yapmacık mimikler...
Neyse, bugünkü kısa öykümüzle
başbaşa bırakayım sizleri...
* * *
Küçük kasabanın bütün insanları
mutsuzmuş. Psikologlara gitmişler. Tedavileri sonucunda
değişen bir şey olmamış. Yine mutsuzlarmış...
Kasabaya bir gün sirk gelmiş. Sirkteki palyaço onları
ilk kez güldürmüş. Sirke gidenler, sanki bir mucize gibi
mutlu evlerine dönüyormuş...
Kasabada asık suratlı insanların
yerini güleryüzlü insanlar almış. Herkes halinden
memnunmuş. Palyaço kısa sürede
adeta hayatın akışını değiştirmiş...
Günlerden bir gün kasaba
hastanesindeki psikoloğa bir kişi gelmiş. Bir türlü mutlu olamadığından yakınmış.
Psikolog hayret etmiş. Bir tek sen mi kaldın mutlu olamayan? demiş. Sonra, kasabadaki
palyaçonun tüm insanları mutlu ettiğini söyleyerek, sirke gitmesini salık vermiş...
Mutlu olamayan kişi ise, O palyaço benim demiş...
* * *
Bugününüz dünden daha iyi olsun. Mutlu ve huzurlu günler dileğiyle...