Farkında mısınız,
bilmem...
Her hain saldırı sonunda
mutlaka, "istihbarat zafiyeti"
sözü, ortaya atılmaktadır...
Yılbaşı gecesi, İstanbul Ortaköy'de
bir eğlence merkezine yapılan
kahpe saldırıdan sonra da
aynı sözlerin sarfedilmesi,
bilinç altına
"İstihbarat
zafiyeti" kavramını yerleştirmek
içindir...
Dünyanın en büyük
istihbarat örgütlerinin
başında MOSSAD gelir. Bu
tartışılmaz bir gerçektir. Çünkü, dünyanın neresinde olursa olsun;
her İsrailli, gönüllü MOSSAD ajandır ve
yine dünyanın en zengin Yahudileri
bu örgüte maddi destek sağlamaktadır...
Hal böyleyken, korumaları tarafından çevresine
adeta etten duvar örülen İsrail Başbakanı İsak Rabin, 1995 yılında
aşırı sağcı bir Yahudi genç tarafından
gerçekleştirilen suikast sonucu öldürülmüştü...
Böylesine güçlü teknoloji
ve insan birikimine
rağmen MOSSAD,
bilgi alamamıştı...
İstanbul'daki olaya gelmeden
önce, PKK terör örgütünün
Sur ve Cizre başta olmak üzere
Güneydoğu Anadolu'da başlattığı "kalkışma" öncesindeki
bir gelişmeye de dikkat çekmek isterim...
KCK operasyonlarında MİT'in örgüt içine yerleştirdiği
elemanlar, malum Cumhuriyet savcıları tarafından kasıtlı olarak deşifre edilmiş,
terör örgütünün olası eylemlerinden
MİT'e bilgi akışı kesilmeye
çalışılmıştır...
MİT Müsteşarı Hakan Fidan,
terör örgütünün
içine ajan yerleştiren bir istihbarat kurumunun
başındaki kişi olarak,
sırf bu yüzden
tutuklanmak istenmişti...
Olacak iş miydi bu?..
Asıl amaç, MİT'in elini kolunu
bağlamak ve
kurumun toplum nezdinde
itibarını sarsmaktı...
İşte her hain saldırının arkasından
"istihbarat zafiyeti"
ifadesi de bu algı operasyonunun
devamıdır...
Neymiş ABD, vatandaşlarını uyarmış!..
Neymiş mekan sahibi
ABD kaynaklarından
böyle bir olay olabileceği
yönünde bilgi almış!..
Haydi diyelim, polis
gaflet içindeydi. Mekan
sahibi neden önlem almadı...
Herkes bilir ki,
İstanbul'da böyle mekanların
girişlerinde silahlı olarak
"herkete"de
bekleyen badyguardlar
vardır. Bunlar herhangi bir olay olduğunda
müdahale eder,
sonra da oradan uzaklaşıp gider.
Böyle bir saldırıyla ilgili bilgi ulaşan
mekan sahibinin,
bu alemi bilen biri olarak,
birçok önlem alması mümkün
değil miydi?..
Yani, onun duyumu da
yılbaşı gecesi kalabalık mekanlara
saldırı yapılabileceği
genellemesinden
başka bir şey değildi...
"İstihbarat zafiyeti var"
gibi söylemler;
toplumun gözünde devlete olan güveni
sarsmak isteyenlerin
işine gelir...
Zaten bu tür tezviratlar,
terör örgütlerinin
arkasındaki
karanlık güç odaklarının
istediği şeydir...
Türkiye'de ekonomik ve sosyal hayatı
bitirmektir...
Acımız büyüktür elbette...
Ancak oyuna da gelmeyelim!..