Etme bulma dünyası bu...
Hiç kimse adaletin pençesinden kaçamıyor...
Hele kul hakkı yiyenler...
Çalmakla çırpmakla
çok akıllı olduklarını söyleyenler...
Namuslu insanlara Enayi gözüyle bakanlar...
Bunların akibetleri meçhul değil...
Var mı acısını görmeyen?...
Yazarı bilinmeyen öykü, işte öyle birşey...
* * *
Çok kötü karakterli bir genç; birlikte gülüp oynadığı, yiyip içtiği arkadaşlarından ayrıldıktan sonra, arkalarından iftira boyutunda dedikodular yapıyormuş...
Yaptığı her işi yüzüne gözüne bulaştıran ve başkalarının sırtından geçinmeyi adet edinmiş bu genç, bir türlü huyundan vazgeçmiyormuş... gelmiyormuş...
Öyle ileri gidiyormuş ki bu genç, sağda-solda kardeşleri için altınlarımı çaldılar, babası için de paralarımı batırdı yaramaz adam diye konuşuyormuş...
Babası, oğlunun durumuna çok üzülüyormuş...
Hatta oğlunun kendisine yaşattığı utanç yüzünden
köyden şehre inmiyormuş...
Nasıl olur, nasıl olur? diye kendi kendine
söylenirken, hanımı onu sessizce izliyormuş...
Yaşlı adam, biteviye aynı şeyleri söylüyormuş...
Allahım, ne suç işledim de bana böyle bir evlat verdin? diye yakarmaya başlamış...BR>Kadın, sesizce onu dinlemeye devam ediyormuş...
O sırada, Bu çocuk benden değil galiba? diye bağırmaya başladığında,
kadın dayanamamış:
Adam adam, bana bak! Kumar oynadığın gecelerden biriydi bu çocuğa hamile kaldığımda. Kimin canını yaktın, kimin bedduasını aldın kimbilir?
Yaşlı adam bu sözlerde 30 yıl öncesini hatırlamıştı...
O gece kumar oynadığı ve bütün parasını aldığı arkadaşından, karısının
kolundaki bileziği getirmesini istemişti...
Bileziği arkadaşının küçük oğlu evden getirmişti...
Çocuğun bileziği verirken, gözlerinin içine bakışını ve dudaklarından
dökülen şu sözler aklına gelmişti:
Evladından bulursun inşallah
Yaşlı kadın odadan ayrılmış, adam kendi kendine söylenmeye devam etmiş:
O gece haram yedim, haram içtim
* * *
Bugününüz dünden daha iyi olsun. Mutlu ve huzurlu günler dileğiyle...