n
n n Günümüzde pek çok istatistikî çalışma yapılmakta. Bu çalışmaları yapan kuruluşların başındaysa Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) gelmektedir.
n n Yapılan bu çalışmaların, genellikle ham veriler olarak kamuoyuna sunulması, yorumlanmaması ya da vatandaşın anlayacağı dile tercüme edilmemesi neticesinde vatandaşın ilgisini çekmemektedir.
n n Aslında bireyler, yaşama dair kendi kişisel değerlendirmelerini mukayese edebilecekleri çok da değerli fırsatları kaçırmış oluyor.
n n Birileri çıkıp da “her şey çok güzel gidiyor” diye konuştuğunda, kendi yaşamsal gerçekliğine uymayan bu ifade karşısında vatandaş kuşkuya düşüyor ve belki de “sorun bende galiba” diye düşünebiliyor.
n n Burada anlatmaya çalıştığım toplumun kendi yaşadıkları ve algıladıklarını bir türlü bilimsel ciddi verilerle bütünleştirememesi ve buna güven duyup ona uygun davranış sergileyememesi meselesidir.
n n O yüzden sendikalar, meslek odaları gibi demokratik kuruluşlar devreye girip topluma tercüman olmaya çalışıyor.
n n İşte buna bir örnek.
n n TÜİK tarafından açıklanan Hane Halkı İşgücü Anketi Mayıs 2012 dönemi sonuçlarını Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) değerlendirmiş.
n n Bu değerlendirmeye göre:
n n Türkiye’de çalışma çağındaki her iki kişiden biri çalışmıyor. İşgücüne katılım oranı P düzeyinde.
n n Türkiye’de işsizlik oranı %8.2 olarak açıklanıyor. Yani işsiz sayısı 2 milyon 272 bin olarak telaffuz ediliyor.
n n Ancak bu sayıya son üç aydır iş bulma umudunu yitirmiş ve iş aramayı bırakmış vatandaşlarımızı katmıyorlar.
n n Bunları da kattığımızda Türkiye’deki işsiz sayısı 4 milyon 43 bine işsizlik oranı da ,8’e çıkıyor.
n n Gençlerin durumu daha kötü.
n n Her iki gençten biri kayıt dışı çalışırken, iş umudunu yitirmiş işsizlerle birlikte her 4 gençten biri işsiz durumda.
n n Resmi olarak genç nüfusumuzun % 15,9 olan işsizlik oranı yukarıda değindiğim gibi umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 3 aydır artık iş aramayı bırakmış ve bu nedenle işsiz sayılmayan gençler dâhil edildiğinde % 25’e ulaşıyor.
n n 695 bin işsiz gence karşı 533 bin çalışmaya hazır ancak umutsuzluk başta olmak üzere çeşitli nedenlerle iş aramayan genç var.
n n Kadınlar içinse çalışma yaşamına katılmak son derece zor. İşgücüne katılım oranı kadınlar için 0,2 düzeyinde.
n n Yani çalışma çağındaki her üç kadından sadece biri çalışıyor.
n n Lise ve üzeri eğitime sahip kadınlar erkeklere göre 2 kat daha fazla işsizlik gerçeği ile yüzleşiyor.
n n Kadın erkek yaşlı genç işsizliğinin yanı sıra önümüzdeki günlerde çalışan kesimin önündeki en önemli sorun güvencesiz çalışmadır.
n n Yapılan çalışmaların sonuçları güvencesiz çalışmanın hızla yaygınlaştığını gösteriyor.
n n 2009 yılı mayıs dönemi ile karşılaştırıldığında geçici çalışanların sayısı % 36 artarak, 1 milyon 467 binden, 1 milyon 992 bine yükseldi.
n n Tabii ki böyle bir gelişme bizlere hükümetin istihdam stratejisi açısından neyi amaçladığını açıklıkla gösteriyor…
n n Yukarıda değindiğim sorunlarla ilgili DİSK-AR kendi çözüm önerilerini sunmuş.
n n Onları burada tek tek sıralamayacağım.
n n Çünkü çözüm önerilerinin her birinde aynı genel kural geçerli;
n n O da, sadece ve sadece “İnsanca bir düzen işletilmesinden” ibaret.
nn
n