Kapıların ardına...

Kulis odalarına...

Dedikodu kazanlarına baksanız...

Koltukta oturanların hepsi birer demokrasi (!) kahramanı...

Hepsi de büyük mücadelelerle gelmişler oralara (!)...

Hepsi de büyük katkı sağlamışlar (!)...

Hani olaylar daha dün denilebilecek hatırlanma mesafesinde olmasa yiyeceğiz...

***

Dün "Sen ol!" denilerek verilen talimatla koltuklara oturanlar...

O gün, o iradenin kararının gerekçesini sorgulamazken...

Bugün aynı irade...

"Sen kalk, falanca otursun!" dediğinde...

Bunda eleştirilecek ne var ki?

Herkesin geldiği gibi gitmesi kaçınılmaz bir sondur...

Bir tek iradenin 'Sen' sözüyle gelenler...

Aynı iradenin 'Sen kalk" sözüyle giderler...

Hakim noktaların referansıyla oturanlar...

Daha güçlü referanslarla giderler...

Parasıyla koltuğa kurulanlar...

Yeni parayla o koltuktan kalkarlar...

Tabanın isteğiyle gelenleri ise...

Tabanın onayı olmadan kimse kaldıramaz!

Peki, hangi parti olursa olsun...

Tabanın onayıyla oralara gelen var mı?

***

Bugün hangi siyasi parti olursa olsun...

O parti üyeleri...

Daha adım atarken kabul ettikleri tüzüklerle iradelerini bir kişi ya da onun oluşturduğu ekibe teslim ediyor...

'İrade sahibi' siyaset yapan değil...

O siyasi partinin bir neferi olmayı kabul ediyor...

Nefer olmaktan vazgeçerse...

Tüzükte tarif edildiği gibi kapı önüne konuluyor...

Tüm bunları bilerek kapıdan içeri girenler de...

Buna elbet rıza gösteriyor...

O nedenle siyaset gelişmiyor...

O nedenle siyasete duyulan güven taban yapıyor...

Ülkede umut olacak yeni siyasi figürler çıkmıyor...

İktidarıyla, muhalefetiyle tek iradeler sürekli kendilerini tekrar ediyor...

Ve siyaset yaptığını düşünenlere kalan iş sadece alkışlamak oluyor!

***

Yeni fikir üretiminin...

Eleştirinin, sorgulamanın olmadığı yerde...

Gelişim de olmaz, başarı da...

O nedenle bugün siyaset gelişmiyor...

Başarılı olduklarını söyleyenler, siyasetin asıl amacı olması gereken milleti maddi ve manevi mutluluk ve huzura kavuşturmak görevini yerine getiremiyor...

Yani...

Siyasetteki sıradanlık...

İlk adımda her şeyi kabul etmekle başlıyor...

Ve herkes siyasete ne için ve nasıl geldiyse...

Aynı amaçla, aynı yöntemle gidiyor...